Sınavlar sadece yeteneklerini sınamak için değil kalbini sınamak için tasarlanmıştı. | Open Subtitles | الإختبارات تم تصميمها لتختبر اشياء اكثر من مهاراتك فقط صُممت لتختبر قلبك |
Ama arabada ki sorun şuydu sadece düz bir kapalı otoparkta, çok kontrollü bir ortamda sürülmek üzere tasarlanmıştı -- hatta kırmızı trafik konileri ile şeritler vardı. | TED | ولكن المشكلة مع هذه سيارة تم تصميمها لتكون تحت القياده فقط في بيئة محكومة جدا، في موقف سيارات مغلق ومسطح -- حتى الممرات يحددها مخاريط حركة المرور الحمراء. |
Bu elektrik direkleri, 1907 yılında Henry Bacon tarafından Central park için özel olarak tasarlandı. | Open Subtitles | أعمده الاناره هذه تم تصميمها من أجل سنترال بارك بواسطه هنرى باكون عام 1907 |
Bu bileklikler, hayati belirtileri göndermeye tasarlanmış, vücuttaki elektrik sinyallerini. | Open Subtitles | هذه الأسوار تم تصميمها لنقل العلامات الحيوية والكهربائية من الجسم |
Polisleri şaşırtmak ve yanlış yollara sürükleyerek zamanlarını boşa harcamaları için tasarlandılar. | Open Subtitles | تم تصميمها من أجل إلهاء رجال الشرطة وإهدار وقتهم في مُطاردة الأشخاص الخاطئين |
Ve bu algoritma tasarlanmıştır giriş yapabilmek için ve dışarı | Open Subtitles | و هذه الخوارزمية تم تصميمها لكي تقوم بالدخول و الخروج |
Aurora, doğurmak için tasarlanmıştı. | Open Subtitles | (أورورا) ، تم تصميمها لكي تنجب. |
'Benim sirenim bir ambulans gibi, 'yoldakileri korkutmak ve yoldan çekilmeleri için tasarlandı..' 'Rahatsız edici bir şekilde, tam olarak işe yaramadı.' Korkmadı bile. | Open Subtitles | صفارات انذاري شبيهه بسيارتي فهي تم تصميمها لإخافة الناس وابعادهم عن الطريق والمزعج بالأمر انه لايبدو انها تشكل فارقاً |
Ve bu algoritma saniyede yüzlerce mevkiye girip çıkmak için tasarlandı. | Open Subtitles | و هذه الخوارزمية تم تصميمها لكي تقوم بالدخول و الخروج من مئات الوضعيات في جزء من الثانية |
Belediye mühürlerinin olayı şu: Onlar, onları okuyabileceğiniz kâğıt parçalarının üzerinde olmak için tasarlandı; 30 metre ötede, rüzgârda dalgalanan bayrakların üzerinde olmak için değil. | TED | هنا الأمر المهم بالنسبة لأختام المحليات: فقد تم تصميمها لتكون على الورق حيث يمكنك قراءتها و ليس على أعلام ترفرف بفعل النسيم على بعد 100 قدم |
Bilgisayar hakkında düşünülmeden önce tasarlanmış olan bir makine. | TED | لقد كانت آلة تم تصميمها لفترة طويلة قبل أن يفكر أحد في الحواسيب. |
Bu şimdiye kadar tasarlanmış, en çok görülen tasarım öğelerinden biri. | TED | إنه أحد العناصر الأكثر مشاهدةً التي تم تصميمها على الإطلاق. |
Doğa tarafından sadece bakılmak için tasarlanmış gibi. | Open Subtitles | وكأنه تم تصميمها من قِبل الطبيعة فقط للنظر إليها |
Çünki savaşmak için tasarlanmadılar, sızmak için tasarlandılar. | Open Subtitles | تبدو مثل الأطفال أو كبار السن؟ لأنها لم تكن مصممة للقتال. تم تصميمها للتسلل. |
Genç potansiyel golfçülerin rahatlıkla sağ el kullananlar için golf sopaları bulabiliyor olması gibi toplumu biçimlendiren pek çok önemli alet de sağ elli çoğunluğa göre tasarlanmıştır. | TED | وكمثل لاعبي الغولف الشباب ذوي اليد اليمنى الذي من السهل العثور عليهم في الأندية، العديد من الأدوات الهامة تم تصميمها لصالح الأغلبية المجتمعية من ذوي اليد اليمنى. |
Tüm güvenlik sistemleri güvenlik şirketleri tarafından tasarlanmıştır hırsızlar tarafından değil. | Open Subtitles | كلّ الأجهزة الأمنيّة تم تصميمها من قبل شركات أمنيّة, ليس من قبل اللصوص |
Kukla kişinin kendisiyle kişiliğinin olumsuz yönleri arasındaki psikolojik mesafenin yaratılmasına yardımcı olması için tasarlanmıştır. | Open Subtitles | تم تصميمها خصيصاً لخلق بُعد نفسي بينه وبين الجوانب السيئة في شخصيته." |