Bu işi tam sana göre. Evin geri kalanını göstereyim sana. | Open Subtitles | هذه الوظيفه تناسبك تماما دعينى أريكى بقية المنزل |
Hala sağlıklısın ve bu elbise de nihayet sana yakıştı. | Open Subtitles | لا تزالين بصحة جيدة, و هذه الثياب تناسبك أخيرا |
Bu yaşlı görünümün sana çok yakışmış. | Open Subtitles | هذه الحُـلـةُ العتيقةُ تناسبك بشكلٍ لطيف جداً |
Altın saçlı kız tam senin tipin. | Open Subtitles | صاحبة الشعر الذهبي تناسبك تماما. |
Her neyse, yazılacak hikaye sana tam uyuyor. mükemmel bir ebeveyn gibi görüneceksin. | Open Subtitles | القصة تناسبك جيداً، لأنك ستكون الوالد المثالي |
Bu etek sana yakışmıyor. | Open Subtitles | هذه التنورة المنقوشة لا تناسبك |
Helikopterle mi nakil edilmeyi istersin yoksa minibüs uyar mı? | Open Subtitles | وهل تريد النقل بمروحية ؟ أم تناسبك الشاحنة ؟ |
- En azından üzerine uymuş. - Seni mutlu etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | حسنا، على الأقل هذه تناسبك ــ ما الذي يمكنني القيام به لأجعلك سعيدة؟ |
Karanlık bir tarafın olduğundan herhalde, siyah takım sana çok yakışıyor. | Open Subtitles | بما أنك كنت تفعل الأشياء السيئة منذ صغرك البدلة السوداء تناسبك |
sana uygun olduğunu düşünmüştüm, ama yanılmışım. | Open Subtitles | إعتقدت أن هذه الكلمات تناسبك لكنني كنت مخطئة |
Görüşüne bakılırsa evlilik hayatı sana yaramış. | Open Subtitles | الحياة الزوجية ، تبدو أنها تناسبك |
Gördün mü? Bu işi tam sana göre. Evin geri kalanını göstereyim sana. | Open Subtitles | هذه الوظيفة تناسبك تماما دعيني أريك بقية المنزل |
Asıl tam sana göre,Lester. Senin göğüslerin benimkilerden daha büyük. | Open Subtitles | انها تناسبك أنت أكثر يا ليستر ، صدرك أكبر من صدري |
- Gerçekten çok yakıştı. Şaka yapmıyorum. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | انا لا امازحك انها تناسبك تماما اشكرك |
Sana gayet yakıştı bence. | Open Subtitles | أظنها تناسبك تماماً |
Bazıları fazla rüküş bulabilir ama bence sana yakışmış. | Open Subtitles | ولكني اعتقد انها تناسبك - هل تتحدث معي؟ - |
Yardımlarınız için çok teşekkürler. Kıyafetler yakışmış. | Open Subtitles | ـ هذه الملابس تناسبك ـ أجل، نحن مستعدون |
O senin tipin değil, tatlım. | Open Subtitles | إنها لا تناسبك يا عزيزي |
Bu yüzden takımın sana bu kadar uyuyor. | Open Subtitles | هذا هو السبب في هذه الحياة تناسبك انت مثالي |
Huysuzluk sana yakışmıyor. | Open Subtitles | الوقاحة لا تناسبك |
Helikopterle mi nakil edilmeyi istersin yoksa minibüs uyar mı? | Open Subtitles | وهل تريد النقل بمروحية ؟ أم تناسبك الشاحنة ؟ |
- En azından üzerine uymuş. - Seni mutlu etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | حسنا، على الأقل هذه تناسبك ــ ما الذي يمكنني القيام به لأجعلك سعيدة؟ |
Evet, sana çok yakışıyor ama sen hiç bir şey yapmıyorsun. | Open Subtitles | ...أجل، إنها تناسبك تمامًا ولكنك لا تحرك ساكنًا... |
Walter burada ne yaptığını sandığını bilmiyorum ama inan bana bu meslek sana uygun değil. | Open Subtitles | والتر، لا اعرف بماذا تفكر ان تفعله هنا. لكن ثق بي. هذه النوعية من الاعمال لا تناسبك. |
İyi görünüyorsun. Harvard sana yaramış. | Open Subtitles | (تبدو بصحة جيدة يا (روبرت إن (هارفارد) تناسبك |
Önemli değil, sana uyacağını pek düşünmemiştim zaten. | Open Subtitles | . لا بأس ، لا أعتقد أنها كانت تناسبك كثيراً |
Bak, "hızlı ve ölü" senin için uygun olabilir, köpek adam, ama ben hep yavaş ve soluk alabilir olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | قد تناسبك السرعة و الموت لكنني أفضل التمهل و البقاء على قيد الحياة |