Bir şey müesseseden diyorsam, o zaman servis yaptığın kişiye hiçbir şey söyleme. | Open Subtitles | ..إن قلتُ أن شيئاً على حساب المحل فلا تنبسي ببنت شفة لمن تخدمينهم |
Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | أي كلمة تنبسي بها قد تؤخذ ضدك في ساحة القضاء |
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize kanıt olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | أيّ كلمة تنبسي بها قد تؤخذ ضدّك في ساحة القضاء. |
Evet, hem de annemin üzerine. Bir şey söylemezsin değil mi? | Open Subtitles | أجل، أقسمت بعينيّ أمي، لن تنبسي بكلمة، صحيح؟ |
İkisinin bu işi örtbas etmek için öldürüldüğünü biliyordun ama yine de bana tek kelime etmedin. | Open Subtitles | لقد علمتِ بأنه تم قتلهما لتغطية هذا الأمر و مع ذلك لم تنبسي بكلمة لي |
Tek kelime etme. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لا تنبسي بكلمة، مفهوم؟ |
Ona değer veriyorsan bu konuda hiçbir şey söylemeyeceksin. | Open Subtitles | وإن كانت تهمك مصلحتها، فلن تنبسي بكلمة حيال هذا. |
Eğer ona önem veriyorsan, ona bir şey söylemezsin. | Open Subtitles | وإن كانت تهمك مصلحتها، فلن تنبسي بكلمة حيال هذا. |
Eşimin ölümünde Rusların parmağı olduğunu biliyordun ve bir şey söylemedin? | Open Subtitles | علمتِ أنّ الروس وراء موت زوجي ولم تنبسي ببنت شفة؟ ! |
Hala kalk ve hiçbir şey söylemek. | Open Subtitles | قفي مكانك ولا تنبسي بكلمة. |
Hiçbir şey söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا تنبسي بكلمة. |
Callie sen bir şey demedin. | Open Subtitles | (كالي) لم تنبسي ببنت شفة |
30 dakikadır tek kelime etmedin. | Open Subtitles | لم تنبسي بكلمة منذ 30 دقيقة. |
Hop dedik. Tek kelime etme, Kate. | Open Subtitles | -مهلاً، لحظة، لا تنبسي بكلمة |