Belki ben gidene dek orada bekliyordu. | Open Subtitles | رُبّما كانت تنتظرُ هُناك حتّى أغادر |
Doğru an için bekliyordu, ve şimdi gezegenlerin hizada olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها كانت تنتظرُ للحظة المناسبة، والآن، هي تقول "الكواكبُ على مستوى واحد" |
Bill'in zengin annesinin ölmesini bekliyordu.. | Open Subtitles | حسنٌ، كانت تنتظرُ . والدةَ (بيل) الثريّة، كي تموتَ |
Hiç gelmeyecek olan bir telefon bekledi durdu | Open Subtitles | وهي كانت تنتظرُ الإتصال الذي لم يحدُث |
Hep doğru zamanı bekledi. | Open Subtitles | ولكنها كان تنتظرُ وقتها |
Oturabilir miyim, yoksa birini mi bekliyorsun? | Open Subtitles | هل أستطيعُ الجلوس هنا، او انكَ تنتظرُ شخصاً ما ؟ |
Bir süredir doğru zaman için bekliyordu. | Open Subtitles | كانت تنتظرُ اللحظة المناسبة |
Eve gittiğinizde sizi mi bekliyordu? | Open Subtitles | " كانت تنتظرُ عودتك للمنزل ؟ " |
Bütün gün bekledi. | Open Subtitles | إنها تنتظرُ طوال اليوم. |
Birini mi bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تنتظرُ أحداً؟ |
Birini mi bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تنتظرُ أحداً؟ |