Bir kaltak eksik olmayı, takımda zayıf biri olmasına yeğlerim. | Open Subtitles | أفضل أن تنقصني عاهرة واحدة, بدلاً من أن أخذ ضعيفة. |
Bu akşam sana ihtiyacım var. Bir kişi eksik. | Open Subtitles | حصلت عليها أحتاج إليك للعمل الليلة تنقصني اليد العاملة |
Bunu istemekten nefret etsem de, gördüğünüz gibi birkaç uzvum eksik. | Open Subtitles | أكره طلب ذلك، لكن كما ترى، تنقصني أجزاء من جسدي. |
Aynı tasarım üzerinde çalıştığımız kesin ama bende eksik olan bazı parçalar onda var. | Open Subtitles | لقد كنا نعمل على نفس التصميم أكيد، لكن هي لديها بعض الأجزاء التي تنقصني. |
Göreliliği tamamlamam için eksik olan fikir bu. | Open Subtitles | هذه هي الفكرة التي كانت تنقصني لاكمل النظرية النسبية هذا من الممكن ان يكون |
Bende eksik olan cesareti arıyorum | Open Subtitles | أنا أصبو إلى الشجاعة التي تنقصني |
Şu anda hayatımda eksik olan şey şöyle dinlendirici bir müzik. Mesela... | Open Subtitles | ما تنقصني في حياتي الآن هي تلكالأصواتاللطيفة... |
- 100 kağıt eksik. - Emin misin Bayan Vanilla? | Open Subtitles | تنقصني 100 دولار - هل أنت واثقة سيدة " فانيلا " ؟ |
Gördüğünüz üzere bir tanesi eksik. | Open Subtitles | قد تلاحظ أنه تنقصني واحدة |
15 şilin eksik var burada. | Open Subtitles | تنقصني ثلاث دراهم |
Ve 1,000 dolar eksik geldi. | Open Subtitles | و تنقصني 1,000 دولار. |
Üç altınım eksik. | Open Subtitles | تنقصني ثلاث دراهم |
Bir kart eksik! | Open Subtitles | تنقصني البطاقة. |
Bir tane kırmızı eksik. | Open Subtitles | تنقصني حبة حمراء واحدة |
Seni buraya attırdıktan sonra döndüğümde bir karımın eksik olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | "ولمّا عدت، أدركت أنّي تنقصني..." "زوجة" |
Bir tane küçük kızımız eksik. | Open Subtitles | تنقصني أنسة |