Neden burada olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun? | Open Subtitles | إذن تعتقد بأنني لا أعلم سبب تواجدك هنا ؟ ماذا تعني ؟ |
Bu sana güvendiğim anlamına gelmez. Hâlâ neden burada olduğunu anlamıyorum. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنّي أثق فيك، ما زلت لا أفهم سبب تواجدك هنا. |
Burada olduğun bütün süre boyunca Dünya'yı gezmekten bahsedip durdun. | Open Subtitles | لقد كنت تتحدث عن رؤيه العالم طوال فتره تواجدك هنا |
Her öğleden sonra Burada olduğun dedikodusunun gerçek olmasına sevindim. | Open Subtitles | سعيد بأن الإشاعة حول تواجدك هنا بعد الظهر كانت صحيحة |
Dinle, ilk başta burada olman konusunda biraz düşmanca olduğumu biliyorum ama şimdi oda arkadaşım olmana seviniyorum. | Open Subtitles | اسمع.. أعرف أني كنت عادئية قليلا حيال تواجدك هنا في البداية لكن الآن، أنا سعيدة نوعا ما أنك شريكي في الحجرة |
Bunu hiç düşünmemiştim. İyi ki buradasın Carter. | Open Subtitles | لا نعتقد بذلك من الجيد تواجدك هنا ، كارتر |
Patronun buradayken birşey yapmanı istiyor. | Open Subtitles | رب عملك يريد منك القيام بشىء فى فترة تواجدك هنا. |
Çocuklar için burada bulunman. | Open Subtitles | تواجدك هنا لأجل الصغيرين |
O halde bugün buradaki varlığını sadece saygılı bir protesto olarak kabul edebilir miyim? | Open Subtitles | ولن ترهقك أبدًا. عندئذ سوف أعتبر تواجدك هنا اليوم. |
- Pekâlâ, sen beni tanıyorsun, ben de seni tanıyorum bu yüzden olayı yokuşa sürmeden bana neden burada olduğunu anlatmaya başla. | Open Subtitles | حسناً، إنّك تعرفني بالفعل، وكذلكإنّيأعرفك.. لمَ لا نلعب بعض الألعاب ويمكنك أن تبدأ بأخباري سبب تواجدك هنا. |
Eminim neden burada olduğunu anlamışsındır. | Open Subtitles | متأكدّ بأنّك اكتشفت سبب تواجدك هنا |
Evet Andrew, artık neden burada olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | نعم , "أندرو" , أنت الآن تعلم سبب تواجدك هنا. |
Neden burada olduğunu açıklıyor, çare bulmak için. | Open Subtitles | لذا هذا سبب تواجدك هنا تبحث عن علاج؟ |
Ama Burada olduğun sürece uymanı istediğim tek kural insan formunda kalman. | Open Subtitles | ولكن القاعده التى طلبت منكى الالتزام بها اثناء تواجدك هنا ابقى فى حاله بشريه |
Burada olduğun için sağ ol baba. Anlamı çok büyük. | Open Subtitles | شكراً على تواجدك هنا أبي فهذا يعني الكثير |
Burada olduğun için sağ ol, Yer Elması. | Open Subtitles | شكراً على تواجدك هنا اليوم، يا جالب الحظ |
Sanki bizim oralarda gibi değil miyiz? . burada olman dehşet bir şey, Dom. | Open Subtitles | يساورني انطباع وكأنها الأيام الخوالي لمن الروعة تواجدك هنا |
Bence burada olman ve sanatta kadınların birbirlerine çamur attıkları, birbirlerini öldürdükleri her tarafa yayılmış bu zehirli kültüre katkı sağlamaman çok güzel. | Open Subtitles | اعتقد انه من الجميل تواجدك هنا وليس المساهمة في تفشي الثقافة السامة للنساء في الفن فقط عبر اهانة بعضهن وايذاء انفسهن |
Fakat Kabuto, burada olman Itachi'nin Izanami'sinin yarattığı sonsuz döngüden kurtulabildiğin anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | يا كابوتو تواجدك هنا يعني بأنك استطعت الخروج من الحلقة اللانهائية الموضوعة بواسطة الإيزانامي لإيتاتشي؟ |
Ve başka bir şeye bakmama gerek yok. Bunun için buradasın. | Open Subtitles | ولا داعي للبحث عن المزيد، فهذا سبب تواجدك هنا |
Yardımına ihtiyacım yok. Niye buradasın bilmiyorum. | Open Subtitles | انظري، أنا لست بحاجة لمساعدتك ولا أود أن أعرف سبب تواجدك هنا |
Ama işler şu şekilde olacak; ben buradayken, sen olmayacaksın. | Open Subtitles | ولكن سيكون الأمر هكذا عندما أكون هنا، فلا يجب تواجدك هنا |
Alejandro, burada bulunman yasak. | Open Subtitles | ( أليخاندرو) . ليس مسموح تواجدك هنا |
Araştırmalarındaki gizli yatırımcın buradaki varlığını mümkün kıldı. | Open Subtitles | إستثماراتك المجهولة في أبحاثهم تجعل تواجدك هنا مُمكنًا |