| Pekâlâ, nereye gitmek istersin? Geç kaldım. | Open Subtitles | حسنٌ، في هذهِ الحالة إلى أين تودّي الذهاب؟ |
| Pekâlâ, nereye gitmek istersin? | Open Subtitles | حسنٌ، في هذهِ الحالة إلى أين تودّي الذهاب؟ |
| Öyle olsun. E, bu gerzeklerden hangisiyle daha önce konuşmak istersin? | Open Subtitles | حسنٌ، أيّ أحمق منهم تودّي التحدُّث إليه أوّلًا؟ |
| Güven bana. Hazır olduğunda arayacak. Ve sen bunu kaçırmak istemezsin değil mi? | Open Subtitles | سيتّصل عندما يكون مُستعدّاً، وأنت لن تودّي تفويت هذا. |
| Etkileyici, ama beni karşına almak istemezsin hayatım. Masum insanlar nedense sürekli ölmeyi beceriyorlar. | Open Subtitles | مذهل، لكنّك لا تودّي قتالي يا حبّي فللأبرياء سمة بانتهاء مآلهم موتى |
| Bu yüzden kabul edilmedin. İstemiyorsun gibi geldi bana. | Open Subtitles | وهذا سبب عدم قبولم، بدا أنّكِ لم تودّي الدّخول. |
| Gelmek istemiyorsan seni zorlamayacağım. | Open Subtitles | حسنًا، لا أريد أن أجبركِ إذا لم تودّي الذهاب |
| Öyle olsun. E, bu gerzeklerden hangisiyle daha önce konuşmak istersin? | Open Subtitles | حسنٌ، أيّ أحمق منهم تودّي التحدُّث إليه أوّلًا؟ |
| Sonunda güzel bir fikir geldi. Nasıl bir oyun oynamak istersin? | Open Subtitles | وأخيرًا فكرة جيّدة، أيّ لعبة تودّي ممارستها؟ |
| Pekala... Sıra sende! Nesine iddiaya girmek istersin? | Open Subtitles | حسنٌ، إنّه دوركِ، علامَ تودّي الرهان؟ |
| Belki veda etmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ولقد فكّرتُ أنّكِ ربّما تودّي توديعه. |
| Greystone'a geri dönmek mi istersin? | Open Subtitles | هل تودّي العودة مجدداً إلى "جراي ستون" ؟ |
| Sana iyilik yapmaya çalışıyorum. İnan bana bunlara bulaşmak istemezsin. | Open Subtitles | أحاول أن أسديك معروفًا، ثقي بي، لا تودّي الاشتراك في أيّ من هذا. |
| Nasil olur da arastirmak istemezsin? | Open Subtitles | أنّى لكِ ألاّ تودّي التحقيق في ذلك؟ |
| Nasıl olur da araştırmak istemezsin? | Open Subtitles | أنّى لكِ ألاّ تودّي التحقيق في ذلك؟ |
| Merhametli bir insan. İnan bana burada olmak istemezsin. | Open Subtitles | فاعله خير، ثقي بي، لن تودّي البقاء هنا |
| Rebekah Mikaelson asıl sen benim ters tarafımla yüzleşmek istemezsin. | Open Subtitles | (ريبيكا مايكلسون)، بل أنتِ لا تودّي مواجهة جانبي السيّء |
| Herhangi bir şey hissetmek istemiyorsun. | Open Subtitles | لا تودّي أن تجرحي مشاعر الأخرين |
| Stefan canını yaktı. Sen de bunun bir daha olmasını istemiyorsun. | Open Subtitles | لقد آذاكِ (ستيفان) ولا تودّي أن يتكرر ذلك مُجدداً. |
| Elena, o doğalgaz. Dur. Aslında beni öldürmek istemiyorsun Elena. | Open Subtitles | (إيلينا)، هذا غاز، توقّفي فأنت لا تودّي قتلي فعلًا. |
| Eğer onlara katılmak istemiyorsan, dökül bakalım. | Open Subtitles | إذا مالم تودّي الإنضمام إليهم فيجدر بك التحدث. |
| Yalnız kalmak istemiyorsan neden böyle davranmaya devam ediyorsun? | Open Subtitles | -إن كنت لا تودّي أن تبقي وحيدة ، إذًا لمَ تتصرّفي بهذه الطّريقة؟ |