"توسع" - ترجمة من عربي إلى تركي

• genişleme
• genişlemiş
• genişletiyor
• genişletmesi
• genişlemesi
• genişletmek
• açıldı
• Büyüme
• genişlemesiyle
• genişletebilir
• genişleyebilir
• genişletmelisin
• genişleyecek
• genişledi
• genişletme

Güzel bir genişleme taktiği. Yalnız, bu girişim, size küçük bir teknik problem çıkartacak.
هذا توسع ملموس و لكنة يضعك مع مشكلة فنية صغيرة

Söylediğine göre buzda gördüğüm, bizim çadırla havaalanı arasındaki bir, iki santimetrelik çatlak bir gecede 20 metreye genişlemiş.
بين خيمتنا ومدرج الطائرات، الذي لم يكن يتعدى 2.5 سنتيمتر أو نحوه، توسع بين ليلةٍ وضحاها ليبلغ 20 متراً

Kendi mevcut sosyal ve profesyonel çevrenizin ötesinde muhtemel buluşma havuzunuzu genişletiyor.
إذ توسع خياراتك من المواعدات المحتملة أبعد من الدوائر الاجتماعية والمهنية لديك.

Bu havayolu genişletmesi 22 yıllık bir zaruretti.
توسع المطار هذا كان ضرورياً قبل 22 عاماً

E peki bu binaları sanatsal deneyimimin genişlemesi ve büyümesi olarak düşünmeye başlayabilir miydim?
ولذا فكرت، هل هناك طريقة أستطيع من خلالها البدء بالتفكير بشأن هذه المباني كامتداد أو توسع لممارستي الفنية؟

Tamam, öncelikle, bakış açını genişletmek isteyebilirsin sonra omzunun yumuşak kısmına bastır.
عملياً، عليك أن توسع رؤيتك وبعدها ثبتها في الجانب السهل من كتِفك

- Oluyor. Bugün olmuyor. genişleme yok.
لن تكون اليوم ليس هناك توسع بالعنق

Değişiklik yok. genişleme yok.
لا لا تغيير لا توسع

Çok ince bir genişleme.
توسع رقيق للغاية

Böylece uzayın genişlemiş olması radyasyondaki kaymalarda uzun kırmızı frekansın boylarında gördüğümüzdür.
وتؤدي إلى تغير لونه لذا سنرى الإشعاعات تتحول إلى ترددات حمراء إذا توسع الفضاء

genişlemiş kalbi kanserin sonucunda olmuş olabilir mi?
هل ممكن أن توسع قلبها كان نتيجةً للسرطان ؟

Şu anda İmparatorluk Mahkemesi aktif olarak etkisini genişletiyor.
في الوقت الحاضر المحكمة، الإمبراطورية .توسع دائرتها وبنشاط

LAPD arama çevresini genişletiyor fakat şu ana kadar elleri boş döndüler.
شرطة (لوس أنجلوس) توسع دائرة البحث .ولكن لا شيء حتى الان جاك) قال الأن شيئاً ما سيحدث خلال هذه الساعة)

Bu havayolu genişletmesi bir zaruretti.
والبناء توسع المطار هذا كان ضرورياً

Sözde yüz kızarması tepkisinde kılcal damarların genişlemesi... gözbebeğinin büyüyüp küçülmesi... irisin istemdışı büyümesi.
توسع الشرايين يسمى رد خجل تقلّب التلميذِ. توسُّع تلقائي مِنْ عدسة العين.

Son olarak ekip lideri Bishnu, sadece tuvalet inşa etmediğimizi anladı, aynı zamanda bir ekip inşa ettik, bu ekip şu an iki köyde çalışıyor ve sonraki iki köye bu işi genişletmek için eğitim veriyorlar.
قائد الفريق قد فهم الآن ليس فقط قمنا ببناء دورات مياه بل قمنا ببناء فريق و هذا الفريق يعمل الآن في قريتين حيث يقومون بتدريب القريتين التاليتين للحفاظ على توسع العمل و هذا برأيي هو المفتاح.

Oz'da geçirdiğim gece yüzünden ufkum biraz açıldı diyelim.
لتقولى فقط ان عقلى قد توسع بسبب تلك الليلة

Ve belki de en önemlisi, 21. yüzyılın başında, modern tarihte gerçekten bir ilk olarak, Büyüme, neredeyse dünyanın tüm bölgelerine yayıldı.
وربما بشكل ملحوظ اكثر، في بداية القرن الحادي والعشرين، حقيقة ولأول مرة في التاريخ الحديث، النمو توسع تقريباً الى جميع أنحاء العالم.

Serbest ticaretin genişlemesiyle, DTÖ gelişmekte olan ülkelere, yardım edeceğini...
ومع توسع التجارة الحرة وإزديادها سعت منظمة التجارة العالمية لمساعدة الدول المتقدمة

Arama alanını genişletebilir miyiz?
حسناً هلا توسع البحث ؟

Maksimum boyutta, anne filin rahmi 25 kübik feete genişleyebilir.
فيالحدالأقصى، رحمالأم توسع إلى 25 قدم مكعب.

Çatışmayı gerçekten genişletmelisin.
أنت بحاجة لأن توسع تلك الفجوة.

Ama içine doğru genişleyecek uzay diye bir şey yoksa genişlemek ne anlama gelir?
ولكن إذا لم يكن هناك ما يدعى بالمكان حتى تغطيه هذه الأجسام ما الذي تعنيه كلمة توسع في هذه الحالة؟

Bir yıl içinde 50 üniversiteye gitti, sonra daha da genişledi.
وفي أحدى السنوات، طافت ب 50 كلية ،ومن ثم توسع الأمر

Dolayısıyla bugün, Afrika Liderlik Akademisi'nin vizyonunda genişletme yapılacağını halka ilk kez açıklıyorum.
لذا أعلن اليوم ولأول مرة على الملأ توسع رؤية الأكاديمية الأفريقية للقيادة.