Yani, beni aradı ve buraya gelmem için adeta bana yalvardı. | Open Subtitles | اعني، هي من أتصلت بي وتقريباً توسلت لي للقدوم الى هنا |
Eliza ölüm döşeğindeyken çocuğa bakmam için bana yalvardı. | Open Subtitles | بينما كانت ألايزا تحتضر، توسلت لي بأن أعتني بالطفل |
Donna, bu hayatı bırakmam için bana yalvardı. | Open Subtitles | توسلت لي " دونا " أن أتخلى عن هذه الحياة |
Bana yalvardın, beni yanına aldın. | Open Subtitles | لقد توسلت لي و أخذتني |
Bana yalvardın. | Open Subtitles | توسلت لي لفعل ذلك |
Bana bu avın bir parçası olmak için yalvardın. | Open Subtitles | قتل صديقتك. كنت توسلت لي أن تكون جزءا من هذا الصيد. |
- Anneniz ölüm döşeğinde bana yalvardı. | Open Subtitles | أمك توسلت لي وهي في فراش الموت |
Yardım etmem için bana yalvardı. | Open Subtitles | توسلت لي للمساعدة. |
bana yalvardı. | Open Subtitles | لقد توسلت لي للقيام بذلك |
Hayatını bağışlamam için bana yalvardı. | Open Subtitles | توسلت لي على حياتها. |
Sanki hayatı buna bağlıymış gibi affetmem için bana yalvardı. | Open Subtitles | توسلت لي كي أسامحها |
Monica bana yalvardı. | Open Subtitles | (مونيكا) توسلت لي |
Bana yalvardın be, hüngür hüngür ağladın. | Open Subtitles | أنت توسلت لي لقد كنت تبكي |
Sana çipi vermemiz için yalvardın böylece karını bulabilecektin. | Open Subtitles | أنت توسلت لي أن أعطيك الشريحة حتى يمكنك أن تجد زوجتك |
Hayır bu işi almam için yalvardın. | Open Subtitles | لا، لقد توسلت لي بأن أخذ هذا العمل |