sosyal yardım vakfından, karşılığı Chemxtech tarafından ödenen cömert bir bağış yardımı almış. | Open Subtitles | حصل على المساعدة من توعية المجتمع دفعت له كيمإكستيك منحة سخية |
Yerel bağış toplama bebeği. Anti-çeteci sosyal yardım programı yürütüyor. | Open Subtitles | إبن أحد الموردين الماليين، يدير برنامج توعية ضد العصابات. |
Ufak bir sosyal yardım komitesi oluşturmayı düşünüyorduk. Emniyet görevlilerinden birisi yardım etse de işleri batırmasam çok iyi olur. | Open Subtitles | كنا ندرس تشكيل لجنة توعية صغيرة، وسيكون من الرائع لو أنّ أحد من الشرطة |
Bu sene Öğrenci Konseyi'nin Topluluk sosyal yardım Projesi olarak bunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لمشروع توعية المجتمع الخاص بمجلس الطلبة هذه السنة، إليكما ما فكرت به |
Bu yıl, geleneksel "alkollü araç kullanmayı önleme" oyunumuz yıla damgasını vuracak. | Open Subtitles | هذه السنة, مسرحيتنا السنوية لزيادة توعية السائق السكران سوف تقودنا للألفية |
Kasabadaki gençlerden yeterince sosyal yardım alamıyorum. | Open Subtitles | لم أقدر على توعية ما يكفي من الصغار في البلدة |
Çocuklara ilham vererek bakış açılarını değiştirecek sosyal yardım programları. | Open Subtitles | برامج توعية لأطفال المداراس لإلهامهم بالتفكير خارج المألوف. |
Bir topluluğun Kenya'daki sosyal yardım programına başvurdum. | Open Subtitles | قمت بالتقديم لبرنامج توعية المجتمع في كينيا |
İstediğin gibi sosyal yardım programı için ekibin fikirleri. | Open Subtitles | مثلما طلبتِ... أفكار من الوحدة لبرنامج توعية المجتمع |
Geleneksel olarak münzevi bir hayat süren Wakandalılar çatışma yaşandığında bir sosyal yardım görevi için Lagos'ta bulunuyorlardı. | Open Subtitles | "و(واكاندا) المنعزلون كانوا في مهمة توعية في (لاغوس) اثناء وقوع الهجوم". |
Geleneksel olarak münzevi bir hayat süren Wakandalılar çatışma yaşandığında bir sosyal yardım görevi için Lagos'ta bulunuyorlardı. | Open Subtitles | مجموعة من موحدي تقاليد ( الواكاندا ) كانوا في مهمة توعية في ( لاجوس ) عندما وقع الهجوم . |
Bilindiği gibi toplumdan uzak yaşayan Wakandalılar saldırı gerçekleştiğinde, Lagos'ta sosyal yardım görevindeydiler. | Open Subtitles | مجموعة من موحدي تقاليد ( الواكاندا ) كانوا في مهمة توعية في ( لاجوس ) عندما وقع الهجوم . |
Bu gördüğüm en iyi "Alkollü araç kullanma" günüydü. | Open Subtitles | ذلك كان أفضل يوم توعية السائق السكران حصلنا عليه على الإطلاق |
Günaydın Palos Hillers alkollü araç kullanımı bilgilendirme gününe hoş geldiniz. | Open Subtitles | صباح الخير طلاب "بالوس هيلز", ومرحباً بكم في يوم توعية السائق السكران |