| Ama bunu Palancio yaptı, inan bana. 48 saat sonra tutuklama emri çıkmış olacak. Onu sen alabilirsin. | Open Subtitles | لكنة بلانسيو ,صدقني,سأحصل على مذكرة توقيف خلال 48 ساعه و يمكنك اعتقالة |
| 150 kilo marihuana var. tutuklama yok. | Open Subtitles | إذا نحن لدينا هنا 150 كيلو من الماريجوانا وبدون عملية توقيف |
| Ben sadece merhaba demek için , geçen gün işine gitti, ve ben Chris için masanın bir tutuklama emri gördüm. | Open Subtitles | قدمت إلى مكان عمله في ذلك اليوم فقط لألقي التحية ووجدت على طاولته مذكرة توقيف بحق كريس |
| Uluslararası yasaya göre gemilerimizi açık denizlerde durdurma hakkınız yok. | Open Subtitles | ووفقا للقانون الدولي ليس لديكم الحق في توقيف سفننا في البحر المفتوح |
| Belgeleri hazırlayın ve hemen yakalama kararı çıkarın. | Open Subtitles | ؟ جهّز الوثائق ومذكرة توقيف على الفور. |
| Bahis oynatmaktan, kumar oynatmaktan, dolandırıcılıktan posta sahtekarlığından tutuklanmış. | Open Subtitles | توقيف بسبب المراهنات، الخداع في لعب الورق ألعاب خداع، تزييف البريد |
| Park ediyorlardı. Eğitmen kendini dışarı attı. | Open Subtitles | الحادث حدث خلال توقيف السيارة والمدرب قفز منها |
| John Mostow'un tutuklanması benim birimimin üç yıllık çalışmasıyla oldu. | Open Subtitles | إنّ توقيف جون موستو النتيجة ثلاث سنوات من العمل الشاقّ بوحدتي. |
| O zamandan beri en iyi tutuklama kaydı vardı. | Open Subtitles | منذ كان هو هنا، كان لديه تقريبًا سجل توقيف مثالي. |
| Ortada bir tutuklama iddiası varken bunu yapmak ona karşı tutumumuzun değiştiğini göstermez mi? | Open Subtitles | الا يعنى استطاعته على استخراج امر توقيف ان هناك حقا اشتباه ملموس |
| Yapacakları en kolay tutuklama olmalı oysa. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون أسهل عملية توقيف يقومون بها. |
| Dratel çapraz sorgulaması esnasında İGB ajanı Der-Yeghiayan'ın başka birinin Korkunç Korsan Roberts olmasından uzun süredir şüphelendiğini hatta bu şüpheli için tutuklama emri çıkarılmasını bile istediğini açığa çıkardı. | Open Subtitles | أن يكون هو القرصان الرهيب روبرتس ذهب أبعد من هذا الى طلب مذكرة توقيف لهذا المشتبه به رفض الادعاء هذا الطلب |
| Halk tutuklama kararına tepki gösteriyor. | Open Subtitles | والرأي العام يحتج على إصدار مذكرة توقيف. |
| Pekala, tutuklama emrin var, seni ülkene iade edeceğiz. | Open Subtitles | حسناَ , هناك مذكّرة توقيف و سوف نقوم بتسليمك |
| Muhteşem bir tutuklama kaydınız ve sağlam bir adaylık evrakınız olsa bile açıklanamaz bir şekilde tavsiye mektubunuz yok. | Open Subtitles | بالرغم إنكِ لديكِ سجل توقيف ممتاز واوراق ترشيح متينة , لسببٍ غير مفهوم ليس لديكي رسالة توصية |
| Senin önerdiğin adamı en son "yatağa attığımda" mal satmaktan üç tutuklama emri olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | المرة الاخيرة التي حصلت فيها على ذلك مع رجل إقترحته علي تبين أن عليه 3 مذكرات توقيف من أجل المخدرات |
| Glee izleme partisi mi yoksa Glee durdurma partisi mi? | Open Subtitles | هل هذه حفلة مشاهدة قلي أم حفلة توقيف قلي |
| - Dr. Portnow için yakalama emri çıkartıyorum. | Open Subtitles | .سأصدر مذكره توقيف في حق الدكتور بورتنو |
| Biri tutuklanmış ama delil yetersizliğinden bırakılmış. | Open Subtitles | توقيف جُعِلَ، لكن المشتبه بهَ أُطلقَ سراح بسبب دليلِ غير كافيِ. |
| Hazır buradayken birkaç Park cezamı silsem? | Open Subtitles | إذاً بينما أنا هُنا هل تُمانع إذا ما محوت بعض مخالفات توقيف السيارة؟ |
| Sınırdışı edilmesi gerektiğini belgelediğim bir yabancının tutuklanması için mahkeme emri çıkartmamı sağlayacak bir yasa yok mu? | Open Subtitles | لا يوجد ثمّة قانون في ظلّه يستدعي إصدار مُذكّرة توقيف بحق أجنبيّ... حين أحمل برهاناً بأنّه موضع للترحيل. |
| Bekle. Ne? Moscone Rus suikastçi Anatoli Sirosky'yi öldürmek suçundan tutuklandı, 5 yıl önce L.A. restoranında işlenen cinayetten restoran sahibi Raymond Palermo hüküm giymişti. | Open Subtitles | انتـــظرها تمك توقيف موسكون على قتله الرجل الروسي آناتولي سيورسكي |