Yaklaşık o uyuduğunda, kendimi kandırmayı bıraktım. | Open Subtitles | في الوقت التي هي نامت، توقّفت عن تربية نفسي |
Bu lanet olası işaretlemelerinden çok sıkıldım ve ona bazı şeyler anlatmayı bıraktım. | Open Subtitles | سأمتُ من علامات الصح تلك توقّفت عن إخبارها بأشياء |
Şu sesi çıkarmayı keser misin artık? | Open Subtitles | اللعنة! هلآ توقّفت عن إصدار ذلك الصوت المزعج؟ هلآ فعلت؟ |
Sonra artık dostum olmayı bıraktın ve ardından bir daha benimle asla konuşmadın. | Open Subtitles | وبعد ذلك توقّفت عن كونك صديقتي ولم تتكلمي معي ثانية بعد ذلك أبدا |
O iğrenç üç harfli kelimeyi söylemeyi kesecek misin? | Open Subtitles | هلاّ توقّفت عن النطق بتلك الكلمة المكّونة مِن أربع أحرف مريعة؟ |
Eğer ismimi kullanmayı kesersen daha iyi olacağım. | Open Subtitles | سأكون أحسن بكثير اذا توقّفت عن إستعمال اسمي |
ve sonra bir şey oldu. Başka yerlerde bulunmak için bahane bulmayı bıraktı. | Open Subtitles | ثم حدث شيء، إذ توقّفت عن اختلاق أعذار لتذهب لمكان آخر. |
Ben denemekten vazgeçtim bile. Sabah Latin Amerika Edebiyatı'nda kendimden geçmişim. | Open Subtitles | لقد توقّفت عن المحاولة هذا الصباح أغمي علي في القصة الأمريكية اللاتينية |
Gördüğüm rüyada ben boğulurken mücadele etmeyi bırakmıştım. | Open Subtitles | في الحلم الذي حلمته عندما كان يتم إغراقي كان هذا عندما توقّفت عن محاربته |
Sonra mankenliği bıraktım ve insaniyetimi geliştirmemiş olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | وبعد ذلك توقّفت عن ذلك وأدركت أني لا أحمل الكثير بداخلي. |
İlaçlarımı almayı bıraktım çünkü ilaçlarımı almayı bırakmayı istedim. | Open Subtitles | لقد توقّفت عن تناول علاجي لأنّني أريد التوقّف عن تناوله |
Her neyse, daha sonra böyle şeylere inanmayı bıraktım. | Open Subtitles | على أية حال، بعد ذلك توقّفت عن الإعتقاد بهذه الأشياء |
Sadece... Buraya geldiğimizden bu yana haplarımı almayı bıraktım. Ama iyiyim ben. | Open Subtitles | توقّفت عن تناول أدويتي مؤخرًا منذ جئنا لهنا، لكنّي حقًّا بخير. |
Bazen benim hiç olmadığım kadar iyi bir şekilde. İşin aslı bir süre sonra hatasını beklemeyi bıraktım. | Open Subtitles | لذا الحقيقة أنّي بعد فترة توقّفت عن ترقّب فشل يرتكبه. |
Jimmy demeyi keser misin? | Open Subtitles | هلا توقّفت عن ذلك؟ |
Bağırmayı keser misin? | Open Subtitles | هلاّ توقّفت عن الصراخ؟ |
keser misin şunu? | Open Subtitles | هل توقّفت عن ذلك؟ |
Kullan-at telefon alışkanlığını bıraktın değil mi? | Open Subtitles | توقّفت عن إستخدام جوّالاتٍ سريعة الإستعمال ؟ |
Çünkü bir zamanlar senin de bir evin ve ailen vardı ama onların seni almaya geleceklerine inanmayı bıraktın. Artık biz varız. | Open Subtitles | كان لديك بيت و عائلة فيما مضى و توقّفت عن الاعتقاد بأنّك تستطيع العودة إليهم |
Şu yaprakla oynamayı kesecek misin? | Open Subtitles | هلاّ توقّفت عن العبث مع الورقة؟ |
Hey, eğer bana bunu anlatmayı kesersen, senin Hamlet ödevini yaparım . | Open Subtitles | اسمع، أنا سأكتبُ لك مقال "هاملت" ذاك إن توقّفت عن إخباري بهذه القصّة |
Beslenme ve kanserle alakalı konuşmak için yapacağım röportajımı neden reddettiğini soran birçok e-posta yolladıktan sonra bana cevap vermeyi toptan bıraktı. | Open Subtitles | بعد عدّة إيميلات تتساءل عن سبب رفضها مقابلتي فقط للتحدّث عن نمط الغذاء والسرطان، توقّفت عن الإجابة بالكامل. |
Bir sonraki gün, hâlâ elimde okuyabileceğim bir şey yoktu, ben de havalı ya da ilginç bir şey hayal etmeye çalışmaktan vazgeçtim. | Open Subtitles | في اليوم التالي أيضاً لم يكن لديّ قصة مثيرة أتلوها بصوت مرتفع لذا توقّفت عن محاولة تخيّل شيئ مثير للاهتمام أو رائع |
Gördüğüm rüyada ben boğulurken mücadele etmeyi bırakmıştım. | Open Subtitles | في الحلم الذي حلمته عندما كان يتم إغراقي كان هذا عندما توقّفت عن محاربته |
Felaket tellallığı yapmayı bırakır mısın? | Open Subtitles | هلا توقّفت عن الهتاف لكارثة ؟ |