Son gün Majesteleri Norveç Kraliçesi ile karşılaştık Twitter bunu yeterince işleyemedi. | TED | في آخر يوم، قابلنا جلالة ملكة النرويج، ولم يستطع تويتر تجاهل الأمر. |
2011 de Twitter'a katıldığımdan beri, kadın düşmanlığı ve kadın düşmanları kendini bolca gösteriyor her adımımı takip ediyorlar. | TED | منذ انضممت تويتر في عام 2011، وقد أثبتَ كره النساء وكارهي النساء بوضوح أنهم سوف يحقرون كل خطوة لي. |
Ve, eger bir fikriniz varsa cekinmeyin, onlari Twitter'e gonderebilirsiniz. | TED | واذا كانت لديكم أية أفكار بامكانكم مشاركتنا أياها عبر تويتر. |
Evet ve biraz önce 13 milyon takipçisine şunu tweet'ledi: | Open Subtitles | وهو قد غرد لتوه لـ 13 مليون متابع في تويتر. |
Hey, çocuklar, ben Tweeter ve youtube'da viral bir protesto hazırlıyorum. | Open Subtitles | هاي، يا رفاق، أنظم إضراباً عن طريق "تويتر" و "يوتوب". |
Ben bir Twitter bağımlısıyım. Her şeyi bloguma yazarım, sır tutamam. | Open Subtitles | أنا مدون على تويتر أدون كل شئ و لا أحفظ سراً |
Bir Twitter savaşında hedef olmak işe yarıyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | على مايبدو أن تكون هدف حرب في تويتر آتت ثمارها. |
Cleaver'ın Heyecanlı İlk Yarı Özeti. Twitter'daki popüler tweetlere biz göz atalım. | Open Subtitles | أهم لقطات النصف الأول لنلقي نظرة على ما يقال الآن على تويتر |
Burada telefon, Twitter dış dünyadan onların dikkatini dağıtacak her türlü şey yasak. | Open Subtitles | ليس لدينا هنا خلويات , ولا تويتر أو أي ملهيات من العالم الخارجي |
Hiçbiri ne yorumları okudu ne blogları okudu ne de Twitter'a girdi. | Open Subtitles | لم يقرأ أي منهم النقد أو المدونات او التحقق من تويتر حسناً؟ |
- Bana şöhret, cep telefonu 23,000 kadar Twitter takipçisi borçlusun. | Open Subtitles | أنت مدين لي بسمعة هاتف خلوي، وحول 23،000 متباع في تويتر |
Irak'ta ve Suriye'de medyayı kullanmayı iyi bilen militanlar facebook ve Twitter üzerinden askere alma videoları ve fotoğraflar yayınlıyorlar. | Open Subtitles | نشطاء وسائل الإعلام الدهائية في سوريا و العراق يقومون بنشر صور توضيحية و أشرطة فيديو تجنيدية على الفيسبوك و تويتر |
Birkaç facebook, ve Twitter mesajı yolladım, ve insanlara 2011'de yapacağım TEDTalk'ımın (TED Konuşması) isim haklarını satın alma fırsatını verdim. | TED | بعثت بعض الرسائل من الفيس بوك ورسائل من تويتر وأعطيت الناس الفرصة لشراء حقوق الإسم لمحادثتي في تيد ٢٠١١ |
Blogumun, emailimin Twitter ve facebook'umun bana günlük konuşmanın yerine geçecek bir şey verdiğini hissediyorum. | TED | انا اشعر وكان مدونتي بريدي الالكتروني .. حساب تويتر .. حساب الفيس بوك قد قدم لي تعويضا للمحادثات اليومية |
Twitter arkadaşlarımdan biri sadece ayak parmaklarıyla yazabiliyor. | TED | واحد من اصدقائي على تويتر يطبع فحسب باصابع قدميه |
Kilonuzu arkadaşlarınıza Twitter aracılığı le gönderiyorsunuz ve onlar size çeki düzen veriyor. Artık kablosuz tansiyon aletlerimiz var. | TED | يمكن أن تبعث بوزنك على تويتر إلى أصدقائك ، لدينا أربطة لاسلكية لفحص ضغط الدم. |
Jimmy Kimmel eninde sonunda videoyu popüler olabileceği kadar popüler yapan bu tweet'i attı. | TED | جيمي كيميل نشر تغريدة تويتر هذه والتي ستقوم في الأخير بدفع الفيديو ليصير شعبيا كما هو الآن. |
23 Nisan 2013'te Associated Press, Twitter'da şöyle bir tweet attı. | TED | إذن، في 23 أبريل من سنة 2013، نشرت وكالة أسوشيتد برس تغريدة على منصة تويتر |
Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım. tweet attım. | TED | لذا فعلت ما أفعله عادةً عندما أكون غاضبة: نشرت تغريدة على تويتر. |
Şu an Tweeter'a senin hakkında yazacağım. | Open Subtitles | سوف أكتب في تويتر تغريدة عندك الآن |
İnsanlar adına tweetler atıyorduk. | Open Subtitles | لقد كنّا ننشر على تويتر نيابةً عن الناس. |