Bay Teller'ın öğrencilerini sınava dahil etmezsek ne olacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل ما قد يحدث إذا أزلنا طلاب الأستاذ تيلير من قائمة الاختبار |
Biliyorsunuz bay Teller, ezici kanıtlara rağmen inkara devam etmeniz beni, bir şekilde bununla ilişkili olduğunuza yönlendiriyor. | Open Subtitles | أتعلم سيد تيلير إنكارك المستمر في وجهي لهذه الأدلة القاطعة |
Bay Teller, teste hile yaptığınızı ve onu kanunsuzca kovuğunuzu söyleyen resmi bir şikayet için burada. | Open Subtitles | السيد تيلير رفع شكوى رسمية بأنك تلاعبت بالاختبار وأن طرده كان لا سبب له |
Rose Teller'a olan sadakatinin farkındayım. | Open Subtitles | أعلم أنه كان لديك ولاء كبير لروس تيلير |
Ayrıca hazır çıkmışken Bonwit Teller'a uğrayıp kendime de bir şeyler yaptırmak istiyorum. | Open Subtitles | وبما أنّني خارجة، إرتأيت أنّه قد "أعتني بنفسي عند "بورنويت تيلير |
Ve bay Teller'ın işini geri ver yoksa... | Open Subtitles | وأعد للاستاذ تيلير وظيفته، وإلا. |
Yani, Teller'ın sınıfını uzaklaştırmak | Open Subtitles | لذا كان إيقاف فصل الاستاذ تيلير لمجرد |
Sanırım. Merhaba, ben Dave Teller. | Open Subtitles | أظن ذلك. هذا ديف تيلير. |
Teller, o NATO değil NAFTA. | Open Subtitles | تيلير, إنها نافتا وليست ناتو (نافتا: اتفاقية أمريكا الشمالية للتجارة العادلة) |
Oh, bay Teller, gerçekten yetkiliyim. | Open Subtitles | لدي سلطة حقيقية سيد تيلير |
Çünkü Bonwit Teller mağazasında pek itibar görmüyorum. | Open Subtitles | لأن رصيدي قليل عند (بونويت تيلير) |
Teller! | Open Subtitles | تيلير) ؟ ) |
"Brady Teller" | Open Subtitles | (بريدي تيلير) |