Dini bütün bir Müslüman olan Kral, topraklarına katılmadan önce bir din ve öğreti merkezi hâline gelmiş Timbuktu'ya özel önem verdi. | TED | فبوصفه مسلمًا متديّنًا، حظيت تيمبوكتو بجزء من اهتمامه، التي كانت مركزًا دينيًّا وعلميًّا قبل ضمها. |
Tüm ayrıntıları anlatmak üzere Timbuktu'dan adamlarını yolladılar. | Open Subtitles | ارسلو شخصا من تيمبوكتو وشرحوا له كل التفاصيل . |
Buradan Timbuktu'ya kadar bütün meth keşleri tatmak isteyecek. | Open Subtitles | كل مدمني الميث من هنا حتى "تيمبوكتو" سوف يحبون طعمه |
Timbuktu'daki keşler bile bunu tatmak isteyecektir. | Open Subtitles | كل مدمني الميث من هنا حتى "تيمبوكتو" سوف يحبون طعمه |
Kidal, Gao, Timbuktu şehirleri gibi. | Open Subtitles | " بما فيها المدن الشمالية لـ " كيدال " و " جوا " , " تيمبوكتو |
Öğretmen olan Jack, Timbuktu'da hiçbir zaman bulunmamıştı. | Open Subtitles | من (تيمبوكتو).. ما معنى هذا؟ (جاك) المدرس لم يذهب في حياته إلى (تبمبوكتو) |
Timbuktu'dan Portland, Maine'e kadar. | Open Subtitles | من (تيمبوكتو) وحتى (بورتلاند |