Sarah Hala artık, köpeğin seni korkutmasına izin vermeyecek. | Open Subtitles | العمّة ساره لَنْ تَتْركَ ذلك الكلبِ خوّفْك أكثر. |
Artie, bu insanların göz atmasına izin verir misin? | Open Subtitles | آرتي تُريدُ أَنْ تَتْركَ هؤلاء الناسِ ان يلقوا نظرة من فضلك؟ |
O dört kişinin buraya gelmesine izin verebilirdiniz | Open Subtitles | أنت كان يُمكنُ أنْ تَتْركَ أولئك الأشخاصِ الأربعة يمرون |
İşte bu yüzden işi bırakmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | الذي بالضبط لِماذا هي كان لا بُدَّ أنْ تَتْركَ. |
Prospero'ya hizmeti bırakmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | توَدُّ أَنْ تَتْركَ خدمة بروسبرو ؟ |
Arkasında hiç bir iz bırakmak istemiyor. | Open Subtitles | هي تَتمنّى بأن لا تَتْركَ أي أثرِ. |
Arada bir dinleyicilerin kazanmasına izin vermen gerekir. | Open Subtitles | إنّ الفكرةَ أَنْ تَتْركَ فوزَ ناسِ نادراً جداً. |
Ama kimsenin silahı bulmasına izin veremezdin. | Open Subtitles | وأنت لا تَستطيعُ أَنْ تَتْركَ أي واحد جِدْ تلك البندقيةِ. |
arasıra buharın dışarı çıkmasına izin vereceksin. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتْركَ بخارَ مِنْ أحياناً. |
Değilse bile romanını başkalarının okumasına izin vermek zorundasın. | Open Subtitles | فقط يَجِبُ أَنْ تَتْركَ شخص ما يقَرأَ روايتُكَ. |
İnsanlarının ölmesine izin vermen gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يَجب أنْ تَتْركَ شعبهَ يَمُوتَ؟ |
Bu işten sıyrılmasına izin veremezsin! | Open Subtitles | أنت لَنْ تَتْركَ هذا تَذْهبُ. أنت لا تَستطيعُ! |
İşimizi yapmamıza izin vermelisiniz. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتْركَ هذا تَذْهبُ. |
Yao'nun gitmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتْركَ ياو يَذْهبُ |
Çok önemli bir karar. Şimdi bunu yeniliğin seni depresyona sokmasına izin verebilirsin. | Open Subtitles | الآن، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتْركَ هذه الأخبارِ يَضْغطُك بالكامل... |
Oraya taşınırsanız, burayı bırakmak zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | نعم. l متوسط، إذا تَتحرّكُ هناك، أنت يَجِبُ أَنْ تَتْركَ هنا. |