Az kalsın çocuğu dümdüz edecektin kalkmış bir de bana mı bağırıyorsun? | Open Subtitles | كنت ستدهس الطفله تقريباً وأنت تَصْرخُ علي |
Neye bağırıyorsun ki? | Open Subtitles | بِحقّ الجحيم ما هَلْ تَصْرخُ حول؟ |
Bunun yerine bana bağırıyorsun. | Open Subtitles | بدلاً مِن ذلك، أنت تَصْرخُ عليّ. |
Çok öfkelenmişti ve bağırıyordu. Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | اذا هي كَانتْ تَصْرخُ وعنيفةُ، لكن ذلك جيدُ. |
Derisi yüzünden, cehennem gibi bağırıyordu. | Open Subtitles | هي كَانتْ تَصْرخُ جحيمَ مقدّسةَ حول جلدِها. |
"Barracuda!" diye bağırırsan, herkes "Ne!" der. | Open Subtitles | انت تَصْرخُ ' سمك بركودا! ' وكُلّ شخص يَقُولُ.اية؟ ' |
John, neden bana bağırıyorsun? | Open Subtitles | جون، لماذا تَصْرخُ عليّ؟ |
Suratına bağırıyorsun. | Open Subtitles | أنت تَصْرخُ في وجهِها. |
Hâlâ bağırıyorsun. | Open Subtitles | أنت لازلت تَصْرخُ |
Ama koruyucu annem bana yaramaz olduğumu söyleyerek bağırıyordu. | Open Subtitles | لكن ي أَتبنّى الأمَّ كَانتْ تَصْرخُ عليّ، بأنّني كُنْتُ "تافه. " |
Mrs. Thorn eşarpla bağırıyordu, saldırı yoktu. | Open Subtitles | لكن السّيدةَ Thorn كَانتْ تَصْرخُ حول الوشاحِ، لَيسَ... لَيسَحولبَعْضالمهاجمِ. |
Annem bağırıyordu. Çünkü Aman... | Open Subtitles | امى كَانتْ تَصْرخُ لأن امان. |
Eğer öğrencilerinin canına okumak istiyorsan benim için sorun yok, ama eğer bir daha arkadaşıma boş yere bağırırsan; o korkunç gülümsemeyi yüzünden bizzat kendim söker, çantama koyar, ta ki herkes seni, benim bulduğumdan bile daha az korkunç bulana dek saklarım. | Open Subtitles | تُريدُ رَفْس وصُراخ، ذلك رفيعُ، لكن إذا تَصْرخُ أبداً في صديقِي ثانيةً على لا شيءِ، ثمّ أنا سَأَمْسحُ تلك الإبتسامةِ المخيفةِ مِنْ وجهِكِ، |