"تَقُولُ بأنّك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• söylüyorsun

Öleceğini söylüyorsun, ve bir volkanın içine atlayacağını.
تَقُولُ بأنّك تَمُوتُ، و ذْاهبُ للقَفْز فى بركان. عقلى فارغُ.

Bayan Sinclair`i eve bıraktıktan sonra geri geldiğini söylüyorsun.
تَقُولُ بأنّك عدُت مِنْ اجل أْخذُ الآنسة سينكلير للبيت. نعم.

O kadının bunu neden yaptığını anlamadığını mı söylüyorsun?
تَقُولُ بأنّك لا تَفْهمُ لماذا هي عَمِلتْ ما هي عَمِلتْ؟

Rozetini geri istediğini söylüyorsun değil mi?
تَقُولُ بأنّك تُريدُ كَ ظهر شارةِ، هَلْ ذلك الحقِّ؟

Dünyanın her yerinden hayat kurtarmakla meşgul oduğunu söylüyorsun ama bitkilerinin ölmesine izin veriyorsun.
تَقُولُ بأنّك كُلّ إلى توفير الحياةِ حول العالمِ، لَكنَّك تَركتَ نباتاتَكَ السيّئةَ تَمُوتُ.

Bana, boşanmaya devam etmek istediğini mi söylüyorsun?
هَلْ تَقُولُ بأنّك تُريدُ المَضي بالطلاقِ؟

Benimle evlenebileceğine rağmen evlenmek istemediğini mi söylüyorsun?
تَقُولُ بأنّك لا تُريدَ لزَواجي حتى إذاك يُمْكِنُ أَنْ؟

Şimdi tam tersini söylüyorsun. Ne değişti ki?
الآن تَقُولُ بأنّك لَنْ تَصلَ إلى هناك.

Eve maaşını getirdiğin için benden değerli olduğunu mu söylüyorsun?
تَقُولُ بأنّك شيء ثمين أكثر منيّ لأن تَجْلبُ بيت a صكّ راتب؟

Bir göremediğini, bir her şeyi görebildiğini söylüyorsun.
تَقُولُ بأنّك لا تَستطيعُ رُؤية أيّ شئِ و ثمّ تَقُولُ بأنّك يُمْكِنُ أَنْ تَرى كُلّ شيءَ!

Arayacağını söylüyorsun ama aramıyorsun.
أنت لا تتكلم عندما تَقُولُ بأنّك سَوف.

Kim olduklarını bildiğini mi söylüyorsun?
هَلْ تَقُولُ بأنّك تَعْرفُ مَنْ هم؟

Bu sonuca basit bir polarize ışık testinden vardığını mı söylüyorsun?
الآن، تَقُولُ بأنّك إشتققتَ هذه النَتائِجِ مِنْ a بسيط الإختبار الخفيف المُسْتَقْطب؟

Ama işin olmadığını söylüyorsun. - İşim yok.
- لَكنَّك تَقُولُ بأنّك ما عِنْدَكَ a شغل.

Yani sen bir amigo takımında olduğunu mu söylüyorsun?
أنت تَقُولُ بأنّك كُنْتَ على فرقةِ cheerleading؟

- Peki, beni sevdiğini nasıl... - ...söylüyorsun?
- لكن كَيْفَ تَقُولُ بأنّك تَحبُّني؟

Demek benim siyah kıçıma canın istedikçe değnekle vurabileceğini söylüyorsun.
لذا أنت تَقُولُ بأنّك ذاهِب إلى whup أسودي حمار مَع a قضيب لطالما تَحْبُّ...

Savaş ve bunalım karşıtı olduğunu söylüyorsun Ne tür bir bunalım?
تَقُولُ بأنّك ضدّ الحربِ... ... والكساد(الانحدار) أي نوع من الكساد؟