İç organlarını sıvı hale getirmek için avını sindirici asitle dolduruyor, böylece içinden içebiliyor. | Open Subtitles | تَمْلأُ فريستَهابالحامضِ الهضميِ |
Bu haftalık Roz'un yerini dolduruyor. | Open Subtitles | هي تَمْلأُ لروز هذا الإسبوعِ. |
# Sessizliği dolduruyor şarkılar. | Open Subtitles | تَمْلأُ أغاني السكونَ. |
Bu alet, bütün strafor kaplarını tek tek, yavaşça gaz yağı, propilen gazı, neft yağı hidroklorik asit ve asetonla dolduruyor. | Open Subtitles | تَمْلأُ هذه الأداةِ ببطئ كُلّ كأس " بوليسترين " لفوق ، " بالكيروسان " ، " بروبيلان " ، " تربنتين " .... |