Bunu beni korkutmak için yapıyorsan işe yarıyor. | Open Subtitles | لو أن غرض التعويذة التي تؤدّيها هو إثارة وجلي، فإنّها تُجدي. |
Rezil fikrin gerçekten işe yarıyor olabilir. | Open Subtitles | هذه الفكرة البائسة منكِ ، بالحقيقة ربما تُجدي نفعًا |
- Kredisi geçmemişti ama şimdi işe yarıyor. | Open Subtitles | لم تُحتسب العلامات لكنها تُجدي نفعاً الآن. |
Tanışmamak da bir işe yaramaz. | Open Subtitles | و عَدَمُ مُقابلتِهِم لَم تُجدي أيَ نفعٍ أيضاً |
Aptal olma lütfen. Bu plan artık bir işe yaramaz. | Open Subtitles | لا تكوني سخيفة ، لن تُجدي تلك الخطة نفعاً بعد الآن |
Bu arada daima 8'leri ayırma taktiğin, krupiye 10 gösterince işe yaramıyor. | Open Subtitles | بالمناسبة، ملاحظتك بشأن فرز ثمان ورقات لا تُجدي نفعاً عندما يظهر الموزع 10. |
- Yol barikatları işe yaramayacak. | Open Subtitles | في رحلة بالسيارة حواجزك لن تُجدي نفعا لماذا ؟ |
Bombardıman altında olmalarına rağmen, yöntemleri işe yarıyor. | Open Subtitles | رغم قصفهم، تُجدي استراتيجيتهم. |
Ve gayet iyi işe yarıyor. | Open Subtitles | وهي تُجدي بشكلٍ جيّد جداً. |
İşe yarıyor. | Open Subtitles | إنها تُجدي نفعاً. |
İşe yarıyor. | Open Subtitles | التعويذة تُجدي. |
Vanchat'ın istihbaratı işe yarıyor. | Open Subtitles | معلومات (فانتشات) بدأت تُجدي نفعاً |
İşe yarıyor. | Open Subtitles | إنّها... تُجدي نفعاً. |
Onlarla tanışmak bir işe yaramaz. | Open Subtitles | مُقابلتُهُم لَن تُجدي أيَ نَفع |
Çok teşekkür ederim ama bir işe yaramaz. | Open Subtitles | وأنا ممتن، لكنها لن تُجدي نفعاً |
O Hanover Meydanı büyücüsüne söyle, onun sihri benim üstümde işe yaramaz. | Open Subtitles | حسناً، يُمكنكَ أن تُخبر ساحر ميدان .هانوفر" أن هذه التعاويذ لا تُجدي نفعاً معيِ |
İşe yaramaz dedim sana. | Open Subtitles | أخبرتك للتّو لن تُجدي |
İşe yaramıyor. Nsıl yapmamı istersin? | Open Subtitles | اسمع، هذه الطريقة لا تُجدي نفعاً، كيف تُريد فعل هذا؟ |
Sadece tip ve cazibeni kullanmak is e yaramıyor ama başka ne yapabileceğini bilmiyorsun cünkü hic öğrenmen gerekmemis. | Open Subtitles | بأننّي سأنهار أمام نظراتك وفتنتك التي لا تُجدي بتاتاً... لكنك تجهل ما تفعله غير ذلك لأنك لم تتعلّم من قبل... |
Ne yazık ki ittirmelerin bende işe yaramayacak. | Open Subtitles | لسوء الحظّ ضربة الصدمة خاصّتكَ لن تُجدي معي. |
Müdür hemen gönderilmeni onayladı. Oyalama taktiklerin işe yaramayacak. | Open Subtitles | فإن الآمر واقف على نقلك الفوريّ، وتكتيكات التأخير لن تُجدي نفعًا. |