O dönemde Özel Kuvvetler'in radarına takılan tüm kokain satıcılarının listesine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نَحتاج قائمة بكُلّ تُجّار الكوكايين الذين كانوا على رادار قوة العمل تلك الفترة |
Şu bizim uyuşturucu satıcılarının parmak izlerinden bir şey çıktı sonunda. | Open Subtitles | إذاً ، قد أخذتُ نسخة من بصمات تُجّار مُخدّراتنا |
Bizi görürlerse ve silahsız olursak Batı Pazarı'na giden tüccarlar olduğumuzu söyleriz. | Open Subtitles | إذا رآنا أحد، فنحن لانملك سلاحاً سنقول أننا تُجّار متجهون للسوق الغربي |
Bozuk para satıcıları bunu parayı çizmeden temizlemek için kullanırlar. | Open Subtitles | تُجّار العملة المعدنيةِ يَستعملونَه لإزالة الترسبات بدونخَدْشالعملاتالمعدنيةِ. |
Uyuşturucu satıcılarıyla ne yaptığını söylersen Adsız Alkolikler toplantına hemen dönersin, bu konuyu da kapatırız. | Open Subtitles | فقط اخبرنى بما تتسكّع لأجله مع تُجّار المُخدّرات اسمع، يُمكنك الذهاب للتحقيق و عدم التحدّث بشأن هذا |
Ve bu şekilde, uyuşturucu tacirleri daha henüz ilk günden beni belgelediler. | Open Subtitles | وبهذه البساطة حصلوا تُجّار المخدرات على بياناتي |
Hatta uyuşturucu tacirlerinin kendi uyuşturucu koklayan köpekleri vardı. | Open Subtitles | حتى تُجّار المخدرات لديهم كلاب قادرة على إكتشاف المخدرات الخاصة بهم |
Kabadayı uyuşturucu satıcılarının bile saçı dökülüyormuş. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}حتّى تُجّار المخدّرات المُشاكسين يتساقط شعرهم. |
General. Pusuya düşmüş tüccarlar olduklarını iddia ediyorlar. | Open Subtitles | جنرال، إنهم يزعمون أنهم تُجّار ونُصبَ لهم فخاً |
Ayrıca izlerini sürmeniz gereken meth satıcıları var. | Open Subtitles | حسناً، بالإضافة أنّ عندك بعض تُجّار الميثامفيتامين الذين عليك تعقبهم. |
Uyuşturucu satıcıları hakkında bir bölüm olabilir. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}لعلمكم، لعلّهم يملكون فصلًا عن تُجّار المُخدّرات. |
Çünkü uyuşturucu satıcılarıyla çıkmam ben. | Open Subtitles | لأنّني لا أمشي مع تُجّار مخدرات |
- Günün birinde Cyan ve ben Dış Bölgeler boyunca bir "Karanlık Olan"ın izini sürüyorduk ve onu bulduğumuzda bağlanmış ve köle tacirleri tarafından kafeslenmişti. | Open Subtitles | أنا و (ساين) كُنّا نتعقّب مُظلم يومًا ما في المناطق المعزولة وحينما وجدناه وكبّلناه وأخذه تُجّار العبوديّة |
Birinin, bir yerde uyuşturucu tacirlerinin hazinesini ele geçirmeyi denemesi kaçınılmaz bir sondu. | Open Subtitles | كان لابد وأنه يوجد شخص ما في مكان ما يحاول الحصول على كنوز تُجّار المخدرات |