Ama tabii benimle takılıyorsan her parti bir bakıma seks partisi sayılır. | Open Subtitles | لذا فمُجدداً ، إذا كُنت مكاني كل حفلة تُعد حفلة جنسية من نوع ما |
Meyveli pasta tarım ürünü sayılır mı? | Open Subtitles | هل فطيرة الفاكهة تُعد كمنتج زراعي؟ |
Meyveli pasta tarım ürünü sayılır mı? | Open Subtitles | هل فطيرة الفاكهة تُعد كمنتج زراعي؟ |
Abraham, bu savaş bize sayısız cana mal oldu milyon dolarlardan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | هذه الحرب كلفتنا أرواح لا تُعد ولا تحصى ناهيك عن ملايين من الدولارات. |
Önümüzde milyarlarca sayısız dünya keşfedilmeyi bekliyor. | Open Subtitles | مليارات لا تُعد ولا تحصى من العوالم ما زال علينا ان نستكشفها |
Babası içerdeyken, onu ben yetiştirdim bir anlamda. Deidre'nin küçük kardeşi sayılır. | Open Subtitles | و أباها سُجن و أنا ربيتها و تُعد أخت إبنتي "ديدر" |
Maçı izlemek de Nen eğitimiyle eş değer sayılır. | Open Subtitles | فإنّ مشاهدة نزال تُعد دراسة لـ "النين". |
Evet, sayılır. | Open Subtitles | تُعد. |
- sayılır. | Open Subtitles | -بل تُعد . |
Tutkuyu gördüğüm zaman anlarım.... ...ve onu sayısız şekilde kullanma konusunda uzmanımdır. | Open Subtitles | أتعرّف على الرغبة حينما أراها وأنا متمكّن للغاية من فضحها بطرق لا تُعد ولا تُحصى |
Eşsiz bir biçimde nitelikliyiz, bir tedavi geliştirmek için sayısız evliliğin sona ermesini önlemek için. | Open Subtitles | نحن مؤهلّان على نحو فريد لتطوير العلاج، لمنع علاقات زواج لا تُعد ولا تُحصى من أنْ تُفسخ. |
Adalete karşı sayısız zulüm suçu işledin. | Open Subtitles | أنت مذنب بارتكاب فظائع لا تُعد ولا تحصى ضد الصالحين. |
Ve o sayısız hayat kurtardı. | Open Subtitles | وقام بأنقاذ أرواح لا تُعد |