Ekibe aldığı son yabancı çürük elma çıktı. | Open Subtitles | آخر غريب أدخله الفريق إتضح أنه تُفاحة فاسدة. |
Ben de manava gidip kendime elma aldım. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى المتجر واشتريت تُفاحة. |
Bu sıradan bir elma değil, malum'dan bahsediyorum. | Open Subtitles | ولكن ليس اي تُفاحة يجب أن تكون المالوم |
Malezya sahili açıklarındaki petrol kulesinin ışıklarını ve denize düşüp ölen genç adamı hatırlıyorum, yolculuk onun için sona ermişti, ve yediğim ilk elmayı hatırlıyorum, kuledeki adamlar vermişti. | TED | لكنني أتذكر الأضواء على منصة البترول قُبالة الساحل الماليزي وقصة الرجل الذي إنهار ومات نهاية الرحلة كانت كثيرة بالنسبة له وأول تُفاحة أتذوقها, أعطيت إلي من الرجال على المنصة |
Anlaşmazlık Elması (bkz. Üç Güzeller Masalı) | Open Subtitles | "تُفاحة الفَوضى". |
Bize bir elma getir. | Open Subtitles | أحضر لنا تُفاحة. |
elma Anlaşmazlığı. Cassandra'yı bulmalıyız. | Open Subtitles | "تُفاحة الفَوضى"، علينا أن نجِد (كاساندرا). |
Bir elma. | Open Subtitles | تُفاحة |
Hank de elimden elma yerdi. | Open Subtitles | و(هانك) أيضاً أكل تُفاحة من يدي... |
"Günde bir elma..." | Open Subtitles | "تُفاحة كل يوم..." |
elma. | Open Subtitles | تُفاحة! |
elma! | Open Subtitles | تُفاحة! |
Taraf değiştiren ilk Gerhardt, parlak ve kırmızı elmayı alır. | Open Subtitles | أول (غيرهارد) يُبدل صفّه سيحصل على تُفاحة لامعة |
Taraf değiştiren ilk Gerhardt, parlak ve kırmızı elmayı alır. | Open Subtitles | أول (غيرهارد) يُبدل صفّه سيحصل على تُفاحة لامعة |
Anlaşmazlık Elması, | Open Subtitles | "تُفاحة الفَوضى"، |