Annem arayıp duruyor bizi ziyaret etmekle tehdit ediyor ama hiç gelmiyor. | Open Subtitles | والدتى كانت تتصل كثيراً و تظل تُهدد بأنها ستزورنى لكنها لا تأتى مُطلقاً |
Okyanuslardaki değişim dünyadaki tüm yaşam-destek sisteminin dengesini tehdit ediyor. | Open Subtitles | .من مجرد هلاك الشعاب المرجانية التغيّر في التركيبة الكيميائية للمحيط تُهدد التوازن الكلي لأنظمة دعم الحياة على الأرض |
Nispeten sıcak olan suda bile ölümcül kış soğuğu deniz tabanındaki yaşamı tehdit ediyor. | Open Subtitles | حتّى وسط الدفء النسبي للماء، برودة الشتاء المميتة تُهدد الحياة عند قعر البحر |
Demek sorumlu olduğun mahkumlardan birini tehdit ettin, Dominic. | Open Subtitles | تُهدد حياة مُطلق سراح تحت وصياتك، (دومنيك)؟ |
İnsanlarımız arasındaki ilişkinin barışçıl devamlılığını tehdit ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُهدد الإستمرار السِلمي للعلاقات بين شعبينا |
Genç kızların taşıdığı bir veba, şehri tehdit ediyor. | Open Subtitles | الطاعون , التي تحملهن فتيات صغيرات تُهدد هذه المدينة |
İki, eğer durmazsam seni öldürmekle tehdit ediyor beni. | Open Subtitles | يا (إثنان) إنها تُهدد بقتلكِ إن لم أتوقف |
Pakistan, sınırımı tehdit ediyor. | Open Subtitles | -باكستان تُهدد حدودي |
Pakistan sınırımı tehdit ediyor ! | Open Subtitles | -باكستان تُهدد حدودي |
Dünyamızı savaşla tehdit ettin. | Open Subtitles | أنت تُهدد عالمي بالحرب. |
Dünyamı savaşla tehdit ettin. | Open Subtitles | أنت تُهدد عالمي بالحرب. |
- Kafalarını birbirine vurmakla mı tehdit ettin? | Open Subtitles | -أنت تُهدد لمضايقة القادة؟ |
Bir sokak zorbası gibi tehdit ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُهدد وتُتوعّد مثل "فتوّات" الموانىء |