ويكيبيديا

    "تُوفي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • öldüğünde
        
    • öldüğünü
        
    • vefat
        
    • ölürse- -
        
    • hayatını kaybetti
        
    • ölen
        
    40 yıl sonra, 2007'de, California'da öldüğünde hala çözmeye çalışıyordu. Open Subtitles عندما تُوفي في كاليفورنيا سنة 2007، قبل أربعين عاماً، كان ما يزال يُحاول.
    45 yaşında kalp krizinden öldüğünde şaşırmamıştım. Open Subtitles وعندما سمعت أنه تُوفي عن عمر يناهز 45 عاماً بأزمة قلبية، لم تنتابني الدهشة.
    Yargıç Ludwig'in iki hafta önce bir araba kazasında öldüğünü biliyorsun. Open Subtitles أنتِ تعلمين أن القاضي لودويغ قد تُوفي في حادث سيارة قبل أسبوعين؟
    Sana babanın öldüğünü söyledi, ama senin sayende-- suda yaptıkların sayesinde-- oldukça hayattayım. Open Subtitles لقد أخبركِ أن أبيكِ قد تُوفي لكن بفضل ما فعلتيه في المياه معي فأنا بخير صحة وعافية
    Amcasi vefat etti, ve ona kayda deger miktarda bir miras birakti. Open Subtitles لقد تُوفي عم من أعمامها وترك لها ميراث كبير
    Başkan Yardımcısı Sally Langston'ın kocası, kalp krizi sonucu bu sabah hayatını kaybetti. Open Subtitles زوج نائبة الرئيس سالي لانغستون تُوفي هذا الصباح بسبب نوبة قلبية
    Annem, Mai, babası öldüğünde 18 yaşındaydı -- çoktan görücü usulü ile evlenmiş ve iki kız çocuğu dünyaya getirmişti. TED أمي,"ماي" ,كان عمرها 18 عاماً عندما تُوفي جدي-- تم زفافها ولديها إبنتان صغيرتان
    Çıkışı, meteorik yükselişiyle birlikte şöhrete doğru hızlandı ancak 27 yaşında aşırı dozda uyuşturucudan öldüğünde hayatı ve işi trajik bir şekilde kısaydı. TED وتسارع إنتاجه جنبًا إلى جنب مع صعوده النيزكي نحو الشهرة، ولكن حياته ومسيرته الفنية انتهيتا بشكل مأساوي عندما تُوفي نتيجة جرعة مفرطة من العقاقير في عمر الـ27 عامًا.
    Oğlu Rudolf aniden öldüğünde, tam da iyileşmek üzereydi. Open Subtitles كان لتوه يتعافى من إنهياره، عندما تُوفي ابنه (رودولف)، فجأة،
    Ama o çocuk olmaktan çıkmıştı, Booth. öldüğünde 19 ya da 20 yaşındaydı. Open Subtitles (ولكنه لم يعد صبي، (بوث كان بـ 19 أو 20 من العمر عندما تُوفي
    Albay Sanders öldüğünde çiftliğini aldılar. Open Subtitles عندما تُوفي (الكولونيل) استولوا على مزرعته
    Sana babanın öldüğünü söyledi, ama senin sayende-- suda yaptıkların sayesinde-- oldukça hayattayım. Open Subtitles لقد أخبركِ أن أبيكِ قد تُوفي لكن بفضل ما فعلتيه في المياه معي فأنا بخير صحة وعافية
    Tam da bekleme odasındaki şirin küçük kıza babasının öldüğünü söylemek zorunda kalacağımı düşünmeye başlamıştım. Open Subtitles بدأت بالظن أنّي سأضطّر لإخبار الفتاة الصغيرة التي بغرفة الانتظار أن والدها تُوفي
    - Peki. Birisine babasının öldüğünü söylüyorsun. Open Subtitles أنت تخبر أحدهم بأن والده تُوفي
    İkisinin zamanı doldu. Biri vefat etti. Open Subtitles إثنان قضوْ مُدَتهم ، وآخر تُوفي
    Babam vefat ettiğinde bana çok iyi davranmıştı. Open Subtitles ـ أجل كانت لطيفة معي عندما تُوفي أبي
    Kıdemli mühendislerimden biri birkaç gece önce vefat etti. Open Subtitles أحد الميكانيكيين خاصتي تُوفي قبل ليلتين
    Bay Blake dün gece hayatını kaybetti. Open Subtitles تُوفي السيد " بليك " الليلة الماضية
    Majesteleri burada ölen Hükümdar Masauji'nin oğlu. Open Subtitles فخامته ليس إلا ابن السيد ماساجوتشي تايرا الذي تُوفي هنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد