Bu saçma hikayelerini aptal dedektif dergilerine göndermelisin, servet kazanabilirsin. | Open Subtitles | يجدر بك أن تكتب لإحدى مجلات التحقيقات المخبولة،ستجني ثروة طائلة. |
Emniyet kemerleri, güvenlik aygıtları vs. Bunlarla arkadaşın bir servet yaptı. | Open Subtitles | حزام مقعد من ادوات الامان وهلم جرا. وصديقك جمع ثروة طائلة. |
Dünyayı tekrar silahlandırırken servet kazanacağım. | Open Subtitles | أنا سأجمع ثروة طائلة إعادة تسليح العالم. |
Craine de tekstil fabrikalarındaki işçilerden bir servet edinmiş. | Open Subtitles | ذلك حيث جَمعَ كراين ثروة طائلة على ظهورِ العمال في طواحينِ النسيج |
Bu size hukuk harçlarında ve sendika aydatında bir servete mal olur. | Open Subtitles | سيكلفكم ثروة طائلة بالرسوم القانونية و نفقات الوحدة |
Üzerime bir servet ödeyebilir. | Open Subtitles | عليك التكلم مع زوجتى ستكسبين ثروة طائلة منها |
Bir avukat olduğumda, lise dostlarımı savunarak bir servet kazanacağım. | Open Subtitles | عندما أَصبح محامي، سَإجمعْ ثروة طائلة من الدفاع عن رفاق مدرستي العليا. بادِئ مَعك ثلاثة. |
Bilirsin ya, benim için biraz yeşil olabilesin diye... ben de "gerçek sen"den bir parça alıp, analiz edip, patentini alıp, servet sahibi olayım diye. | Open Subtitles | لكي تتحول الى اللون الأخضر لأجلي ثانية لكي أتمكن من أخذ عينة منك واحللها وأُسجّلُ براءة إختراعها لَجْمعُ ثروة طائلة |
Dünya batsa da, adam bir servet kazanır. | Open Subtitles | العالم يتفكّك وهذا الرجل يجمع ثروة طائلة |
servet kazanın ve eğlenin. Pachinko Salonuna gelin! | Open Subtitles | إجمع ثروة طائلة وتمتع بوقتك تعال إلى صالة إستقبال باشينكو |
Bir yerde okuduğuma göre, Japon bir işadamı, ...200 yıllık bir Jarlsberg peynirine bir servet ödemiş. | Open Subtitles | لقد قرأت بمكان ما أن رجل أعمال ياباني أنفق ثروة طائلة منذ حوالي مائتان عام لصناعة هذا الجُبن العتيق |
Atomlar için bir servet harcıyorum, bu nedenle bazı kesintiler yapmam gerekli. | Open Subtitles | أنا أنفق ثروة طائلة على الذرّات وعلينا أن نقلل من النفقات |
Ve bu karmaşada bir servet kazandın. | Open Subtitles | وبعد ذلك جَمعتَ ثروة طائلة في الفوضى الناتجةِ. |
- Üçü servet eder. - Uğraşıyorum. | Open Subtitles | لديّ 3 فرق تُزايد الآن، سنحقق بهم الثلاثة ثروة طائلة |
Bu mücevherlere servet ödeyecek bir Elf kralı tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف ولياً من الجن سيدفع ثروة طائلة مقابلهم |
Benim görünüşüm ve senin beyninle servet kazanabiliriz. | Open Subtitles | لأن بمظهري و دماغك يمكن أن نجمع ثروة طائلة |
Dostum, bu ve ızgara peynir ile servet kazanacağız. | Open Subtitles | من هذا إلى فكرة الجبنة المشوية سوف نحقق ثروة طائلة |
- Bu adam bir servet harcıyor. | Open Subtitles | لابد أن هذا الرجل لديه ثروة طائلة |
Eğer yaptığın işi sevmezsen bu ona bir servete mal olur. O da bunun farkında. | Open Subtitles | إذا لم تحبّ ما تقوم به فإنّ ذلك سيكلّفه ثروة طائلة ، وهو على علم بذلك |
Yalnızca rüşvetleri sana bir servete mal oluyordur. | Open Subtitles | لابُد أن الرشاوى وحدها قد كلفتك ثروة طائلة |
Oğlu olduğunu kanıtlarsanız büyük bir servete konarsınız. | Open Subtitles | أما أذا أثبت أنك أبنه ,فسترث ثروة طائلة , |