Biliyorsun, siber-teknolojinin kendisi bile küçük bir servet değerinde. | Open Subtitles | أوتعرف ، كلّ تلك التقنية المعلوماتية تساوي ثروة لا بأس بها |
Peki, benim haddi hesabı olmayan bir miktarda servet çaldığımı varsayalım. Ve onu gizlediğimi. | Open Subtitles | حسناً، لنقل أنّي سرقتُ ثروة لا تحصَ وخبّأتها |
Fıçı tamamen doldurulmuşsa küçük bir servet demektir. | Open Subtitles | إذا كان البرميل مليئاً فهو يشكل ثروة لا بأس بها |
Benim telaffuz edemeyeceğim kadar büyük bir servet biriktirdi ve Amsterdam'da gözden uzakta emekliliğe çekildi. | Open Subtitles | .... جمع ثروة لا بأس بها بطرق لا ينبغى أن أحاول وصفها و تقاعد فى أمستردام |
"Küçük bir servet"? Şuna "bir gezegeni almaya yeter" diyelim. | Open Subtitles | " ثروة لا بأس بها ؟ " أتحاول جاهداً شراء كوكب |
Bill'in deyişiyle "ölçülemez büyüklükte bir servet". | Open Subtitles | وحسب ما قال "إنها ثروة لا تحصى" |
Majesteleri böyle bir kargaşaya servet... harcadığı için mutlu olur mu acaba! | Open Subtitles | هل تعتقدون حقاً أن جلالته سيصرف ثروة لا بأس بها... على هذا الهرج الكبير! |