Beni gereği gibi yetiştirmek için... annem mümkün olduğu kadar kendi kültürünün güvencesine ihtiyaç duyuyordu. | Open Subtitles | لكى أتربّى جيّداً أردات أمى أن تحصننى بأكبر قدر من ثقافتها |
İstanbul'daki kadının, kültürünün kurallarını ve onlara karşı gelmenin ne demek olduğunu bildiğini söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقت قلت عن المراة فى اسطنبول... و انها تعرف قوانين ثقافتها |
Eleştirinin tanımında. 2. Sinema ve sinema kültürünün geleceği. | Open Subtitles | 1 عن تعريف النقد بالنسبة لك 2 مستقبل الأفلام و ثقافتها 3 الجدال مع (كورليس) في التعليق السينمائي |
Benimle konuşmaya istekliydi çünkü diğer mağdurlardan, BM'den, onun karışık kültürünü anlayan bir kadının geldiğini duymuştu. | TED | كانت على استعداد للتحدث معي لأنها سمعت من ضحايا أخريات أن هناك امرأة من الأمم المتحدة تفهم ثقافتها المعقدة. |
Bu süreçte şehrimi incelemeye başladım kültürünü, alt yapısını, niye özellikle bizim şehrimizin obezlikle ilgili bir problemi olduğunu anlamaya çalışmak için. | TED | لكني خلال ذلك، بدأت بدراسة مدينتي، ثقافتها وبنيتها التحتية، محاولاً فهم لماذا مدينتنا بالتحديد يبدو أنها تعاني مع السمنة. |
Çünkü AB ve D'den sizin kültürünüzü öğrenmek ve burada işler nasıl oluyor anlamak ve bunu ülkeme geri götürmek için. | Open Subtitles | لانني اريد التعلم من الولايات المتحده وافهم ثقافتها وكيف تحدث الامور لانقل ذلك الى بلادي |
Çünkü AB ve D'den sizin kültürünüzü öğrenmek ve burada işler nasıl oluyor anlamak ve bunu ülkeme geri götürmek için. | Open Subtitles | لانني اريد التعلم من الولايات المتحده وافهم ثقافتها وكيف تحدث الامور لانقل ذلك الى بلادي |
Ev sahibi ülke olan Hindistan antik kültürünü sergiliyor. | Open Subtitles | والدولة المستضيفة للحدث "الهند" تقدّم استعراضات تبرز ثقافتها القديمة |
Biliyorsunuz, Polonya kültürünü değiştirmedi. | TED | فبولندا لم تغير ثقافتها. |
Lacey, Hint kültürünü sever. | Open Subtitles | حسنًا ، (لاسي) تحب ثقافتها الهنديه. |