Bölgede bir boşluk var. | Open Subtitles | أنا أعاني من ثقب في الشبكة في الطابق 38 |
"Ruhumda bir boşluk var çünkü giderken benimde bir parçamı götürdün." | Open Subtitles | "هناك ثقب في الروح" "لأنك تأخذ قطعة صغيرة منها معك" |
Ama ısrar edersen, kafana bir delik açmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ولكن اذا كنت تصر انا سوف أضع ثقب في رأسك |
Yavru, bir delikten geçip aşağıdaki denize ulaşan inine kaçar. | Open Subtitles | هرب صغير الفقمة عبر ثقب في مخبئه .يقود للبحر مباشرة |
Ayrıca geminin, evrende bir delik açacak kadar fazla enerji sarf ettiğini de söyledim. Sanırım az önce deliği bulduk. | Open Subtitles | كما قلت أيضاً، أن السفينة تولد طاقة تكفي لإحداث ثقب في الكون، وأظننا قد وجدنا الثقب |
Kulak zarı delinmiş omzunda kireçlenmiş bir kırık var ama dahili bir hasar yok. | Open Subtitles | لدينها ثقب في طبلة الاذن وكسر في كتفها لكن ليس بها عيب داخلي فهي امرأة مقاومة |
Kubbenin üstünde bir delik var ve ışık santralin kırık çatısından sızıyor. | Open Subtitles | يوجد ثقب في القبة و الضوء يسطع من خلال السقف المحطم للمفاعل |
Elektrik çarpması, kalp durması, muhtemel uyluk kemiği delinmesi. Başka bir şey oldu mu? | Open Subtitles | صعق كهربائي, توقف القلب, احتماليه ثقب في الفخذ. |
Geminin herhangi bir tarafında delik açılmadı. | Open Subtitles | لم يحترق ثقب في جانب السفينة |
"Ruhumda bir boşluk var çünkü giderken benimde bir parçamı götürdün." | Open Subtitles | "هناك ثقب في الروح" "لأنك تأخذ قطعة صغيرة منها معك" |
"Ruhumda bir boşluk var çünkü giderken benimde bir parçamı götürdün." | Open Subtitles | "هناك ثقب في الروح" "لأنك تأخذ قطعة صغيرة منها معك" |
Ailede bir boşluk var. Güzelimiz kayıp. | Open Subtitles | ثقب في هذه العائلة نور شمسنا مفقوده |
Oğlum, kalbimde bir boşluk vardı sanki. | Open Subtitles | كان بمثابة ثقب في قلبي |
Ruslardan kurtulmaya çalışırken neredeyse karinada koca bir delik açıyordu. | Open Subtitles | لقد حاول صنع ثقب في بدن السفينة الروسية للهرب منهم |
ve ana caddenin ortasına koyduk. Varilin üzerinde bir delik vardı | TED | في منتصف الشارع الرئيسي. كان هنالك ثقب في أعلى البرميل |
Battaniyedeki bir delikten dışarı çıkan ayak parmaklarım hâlâ burada olduğumu hatırlatıyor bana. | Open Subtitles | والآن، يذكرني بلدي الإباضي وأنا ما زلت هنا... تتمسك بها ثقب في بطانية. |
Bu olayda ise, alt ana toplardamardaki bir delikten geldi. | Open Subtitles | في هذه الحالة، كان ثقب في الوريد الأجوف السفلي. |
Düşman uzaylı ordusu, uzaydaki bir delikten çıkagelmişti. | Open Subtitles | لقد جاء جيش فضائي معادي من خلال ثقب في الفضاء |
Ayrıca geminin, evrende bir delik açacak kadar fazla enerji sarf ettiğini de söyledim. Sanırım az önce deliği bulduk. | Open Subtitles | كما قلت أيضاً، أن السفينة تولد طاقة تكفي لإحداث ثقب في الكون، وأظننا قد وجدنا الثقب |
Çünkü evinizin duvarında bir mermi deliği var, Lucas, ve yakınlarında, 9 mm'lik tabancadan çıkma bir mermi kovanı buldum. | Open Subtitles | لأنه يوجد ثقب في بيتك يالوكاس وبالقرب منها,وجدت غلاف الرصاصة من مسدس يد 9 ميليتر |
Ciğeri delinmiş. Çok kan kaybetti. | Open Subtitles | عانى من ثقب في الرئة، فقد الكثير من الدم |
Bu görüntüdeki adamda niye bir delik var bilmiyorum. | TED | لست متأكدا من سبب وجود ثقب في جسم هذا الرجل الاستثنائي |
Bu CBD delinmesi. | Open Subtitles | CBD إنه ثقب في(ثقب خلفي في القنوات الصفراويه) |
İskele tarafında delik var. | Open Subtitles | يوجد ثقب في عوّام الميناء. |