Bu bahar -- Long Island Brookhaven'da bir çarpıştırıcı var -- bu bahar, kara delikler oluşturacak bir deney yapılacak. | TED | وفي هذا الربيع ، هناك مصادم "Brookhaven" في لونغ أيلاند -- هذا الربيع سيكون لديهم تجربة حيث تنتج ثقوب سوداء. |
Küçük, ufacık kara delikler yaratmayı umuyorlar. | TED | إنهم يتوقعون إنتاج ثقوب سوداء ضئيلة الحجم جدا. |
Bunlar bizim cisimlerimiz ve yıldız alanı, yıldızlar, galaksiler ve kara delikler var. | TED | إذا هذه هي أهدافنا ومجال النجوم، ولديك هنا نجوم، مجرات، ثقوب سوداء. |
Yüksek enerji hakkında en son bilgilerimiz ile, ara sıra minyatür kara delikler oluşturmamız mümkün. | Open Subtitles | من المحتمل جداً أنه في نهاية أعمالنا عند مستويات الطاقة العليا أننا نقوم بصنع أشباه ثقوب سوداء مصغرة |
Yüksek enerji ile ilgili edindiğimiz bilgiler ile minyatür kara delikler oluşturmamız tamamen mümkün. | Open Subtitles | من المحتمل جداً أنه في نهاية أعمالنا عند مستويات الطاقة العليا أننا نقوم بصنع أشباه ثقوب سوداء مصغرة |
Adı üstünde, kara delikler. | TED | أنا أقصد - أنتم تعرفون - أنها ثقوب سوداء |
kara delikler yaratıyormuş. | Open Subtitles | انه يصنع ثقوب سوداء |
Yerlerine beyaz cüceler, pulsarlar, kara delikler gelecek. | Open Subtitles | وتُستبدل بأقزام بيضاء (و(نجوم نابضة) و (ثقوب سوداء |
Bu gibi kara delikler, Samanyolu'nun da içinde olduğu pek çok galaksinin etrafında döndüğü, onlara şekil ve biçim veren bir tür dengeleyici görevi gördüğü ağır merkez noktalarıdır. | Open Subtitles | ثقوب سوداء كهذه تمثل المراكز التى حولها تدور المجرات "بما فيها مجرتنا "الدرب اللبنى نوع ما من موازن يعطي المجرات الشكل والمظهر الخاص |