Ben de "Kilolu eşcinsel"e bozulmuştum. Fark etmez. | Open Subtitles | و أنا كنت غاضباً من "شاذٍ ثقيل الوزن" |
Bu arada, Shelley senin Kilolu bir homoseksüel olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | و (شيلي) تقول بأنك شاذٌ ثقيل الوزن |
Eğer seni hayatıma geri almanın bedeli Ağır sıkletten yumruk yemekse haftanın her günü bir tane, pazarları da iki tane yemeye razıyım. | Open Subtitles | الحصول على ضربة من ثقيل الوزن هو الثمن جزّاء إدخالك مرّة أُخرى في حياتي, سأقبل بضربة كل إسبوع, ومرتان في كُل يوم احد. |
Şimdi, her yıl gitgide daha fazla buz dağın tepesinde kalıyor ve o kadar Ağır oluyor ki dağdan aşağıya doğru kaymaya başlıyor, yavaş hareket eden bir buz gölünü şekillendiriyor. | TED | وفي كل سنة، يتكدّس المزيد و المزيد من الثّلج فوقه و في النّهاية يصبح ثقيل الوزن جدّا لدرجة أنّه ينزلق نحو أسفل الجبل مدفوعا بوزنه الثقيل، مشكّلا نهرا من الجليد بطيء الحركة. |
STriDER I'de yaşadığımız problem vücudunun çok Ağır olmasıydı. | TED | المشكلة التي واجهتنا مع STriDER I هي أنه ثقيل الوزن جداً .. ولدينا عدة محركات .. |
Of, amma da Ağır, zavallı adam! | Open Subtitles | .اللعنة، إنه ثقيل الوزن هذا المسكين- .انتبهوا- |
O saç spreyi maketi baya ağırdı. Ağır mı? | Open Subtitles | .لقد كان مجسم بخاخ الشعر ثقيل الوزن - ثقيل الوزن؟ |
Bereket, Ağır değilmiş. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنه ليس ثقيل الوزن |
Annemler, radyo çok Ağır olduğu için, onu eve taksiyle getirebileceğimi söylediler. | Open Subtitles | أخبرني والداي ولأنه ثقيل الوزن... |