Hükûmetlerin üç ana seçeneği var: Hızlıca harekete geçmek, ötelemek ve aşı yapmak ya da iş birliği yapmak ve parçalamak. | TED | لديهم ثلات خيارات رئيسية: التسابق معه، أو التأخير والتلقيح، أو التنسيق والسحق. |
Şirket yeterince bekledi, ödemelerde üç taksit geridesiniz. | Open Subtitles | لأن الشركة صبرت عليك لمدة طويلة بما فيه الكفاية.ولأنك متأخر بتسديد ثلات دفعات |
Teyzeminde bir kedisi vardı, kaybolmuştu, üç yıl sonra geri dönmüştü. | Open Subtitles | كانت لدى خالتي قطة، هربت وعادت بعد ثلات سنوات |
Sana aşk için bir reçete yazardım ve beni... günde üç kere almanı söylerdim. | Open Subtitles | أكتب لك وصفة حب طبية و أقول لك أن تأخذني ثلات مرات في اليوم |
Peki. Bir sonrakine dönebilirsin, üç numaralı kurbana. | Open Subtitles | حسناً عُـد إلى الجريـمة التالية , الضحية رقـم ثلات |
üç kız kardeşim ve düzinelerce iş arkadaşım. | Open Subtitles | ثلات أخوات أصغر مني وعدد كبير من الزملاء |
Giants son üç oyunda, son çizgiye inemedi. | Open Subtitles | العمالقة تم ايقافهم ثلات مرات علي التوالي |
Günde üç kez yarımşar hapı yemeğiyle birlikte verin. | Open Subtitles | نصف ملعقة ثلات مرات في اليوم أثناء الأكل |
Yoksa üç dakika sonra kendime yeni borsacı bulurum. | Open Subtitles | ثلات دقائق من الآن، وأستبدلك بسمسار أوراق مالية آخر |
Evli değiliz ama üç yıldır birlikteyiz. | Open Subtitles | نحن غير متزوجين لكننا مع بعض من ثلات سنوات |
Hmm, "göğüslerinizi üç katı büyük gösterip aynı zamanda gerçekçi gösteren kumla dolu sütyen" | Open Subtitles | صدرية مملوئة بالرمل يتضاعف ثلات مرات ويعطيك ثديين حقيقيين |
Belalı çocuğu olan aileler üç işte çalışmakla meşgulken onlara göz kulak olamıyor. | Open Subtitles | الأباء الذي يملكون أطفال مع مشاكل نفسية مشتغلون بالعمل ثلات وظائف ولا يستطيعون الإنتباه إليهم، |
Her saatin 14. ve 28. dakikasında iyi şans için üç kere burnuma dokunuyorum. | Open Subtitles | ألمس أنفسي ثلات مرات عند الدقيقة 14 و28 بحثاً عن الحظ الجيد. |
Springfield Lastik Rehberi üç buçuk yıldız vermiş. | Open Subtitles | حصل علة ثلات نجوم و نصف في دليل سبرينغفيلد عندما تزوجتك |
üç veya dört yıl içinde hepimiz bir araya geliriz ve bununla ilgili güzelce güleriz. | Open Subtitles | وبعد ثلات أو أربع سنوات، سوف نجتمع جميعاً ونضحك عن ما جرى. |
üç gün içinde kampüsteki kanatlıların hepsi öldü. | Open Subtitles | في ثلات أيام، ماتت كل الذبابات في الحرم الجامعي. |
Ama üç yıl içinde uçacaktı. | TED | ولكن بعد ثلات سنوات، أصبح بإمكانه ذلك. |
Sonra şu üç kelimeyi sarf etti. Ömrümde duyduğum en duygusuz üç kelime. | TED | و بعد ذلك يقول ثلات كلمات -- الكلمات الثلاث الاكثر خواء من أي تعبير والتي لم اسمع مثلها ابداً. |
üç yıl önce Haziran ayında bir gün, gökyüzünden aldığım bir fotoğraf. | TED | هذه كانت صورة جوية قمت بها يوما ما في يونيو ثلات سنوات مضت . |
Gemideki Ajan sizi görene kadar üç saniyen var. | Open Subtitles | - ثلات ثواني قبل جلوس هذا العميل تلعبون لأجل المال على السفينة |