Bunu her hafta üzerimde üç kamera varken ve bütün ekip beklerken de yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل هذا أسبوعياً أمام ثلاث كاميرات موجهة لي وطاقم ينتظر بأكمله. |
Televizyon kanalından üç kamera olacak. | Open Subtitles | المصورين من القناة التلفزيونية سيكون لديهم ثلاث كاميرات اضافية |
Çok düşüncelisin ama stüdyoda üç kamera daha var. Boş ver. | Open Subtitles | هذا جيد، ولكن هناك ثلاث كاميرات اخري تصور |
Hem öne hem de arkaya üç tane kamera ve sensörlü lamba mı vereceksiniz? | Open Subtitles | أعطيت لي إذاً ثلاث كاميرات مضيئة ومتحركة في في الأمام والخلف؟ |
Lavoboda üç tane kamera var. | Open Subtitles | هنالك ثلاث كاميرات في الحمّام وحده |
Alt açılarda üç kamera daha var. | Open Subtitles | وهناك ثلاث كاميرات في زوايا أوطئ |
Bir kamera, iki kamera, üç kamera. | Open Subtitles | كاميرا، كاميرتان، ثلاث كاميرات |
Ve şimdiyse, üç kamera kullanarak, bir sürücü ileriye mi bakıyor, uzaklara mı bakıyor, aşağı mı bakıyor, telefonda mı, yoksa kahve mi içiyor algılayabiliyoruz. | TED | و استخدام سلسلة من ثلاث كاميرات الآن يمكننا معرفة اذا كان السائق ينظر الى الأمام ينظر بعيدا", ينظر الى الأسفل, على الهاتف, أو لديه كأس من القهوة |
Orada üç kamera var. | Open Subtitles | هناك ثلاث كاميرات |
üç kamera. | Open Subtitles | ثلاث كاميرات. |
Nell'in yatak odasında üç tane kamera kurdum, bir tane de duşunda. | Open Subtitles | لقد وضَعت ثلاث كاميرات بغرفة نوْم (نيل). وأخرى فوق الدُش. |