| Bu iş için yapabileceğim bir sürü şey var. Bu, onlardan biri değil. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة أرغب في فعلها لهذه الوظيفة، وذلك ليس منها |
| Sana hakkımda anlatmadığım bir sürü şey var. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة عني أخفيتها عنك. |
| Daha önce hiç düşünmediğim bir sürü şey var. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة لم أفكر فيها من قبل. |
| Seni gördükten sonra hayatımda çok şey değişti. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة تغيرت منذ رؤيتك مؤخراً |
| Seni gördükten sonra hayatımda çok şey değişti. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة تغيرت منذ رؤيتك مؤخراً |
| Bilmen gereken çok fazla şey var, tatlım. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة يجب أن تعرفها يا حبيبي |
| Anlaman gereken çok fazla şey var. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة جداً يجدر بك أن تتفهمها |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 