Tuhaf göründüğünü biliyorum ama basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غريب لكن ثمة تفسير بسيط |
Bunun tek bir açıklaması var. | Open Subtitles | ثمة تفسير واحد لذلك |
Evet, yanlış bir şeyler var ama seni temin ederim bunun mantıklı bir açıklaması var tamam mı? | Open Subtitles | (ميتش) ثمة شيء يحدث هنا أجل، يوجد شيء يحدث ولكن أؤكد لكِ ثمة تفسير منطقي لهذا، صحيح؟ |
Tamam, bu olayı iyice düşünelim. Yani, bir açıklaması vardır mutlaka. | Open Subtitles | حسناً لنفكر بالامر من المؤكد أن ثمة تفسير |
Eminim, bunlardaki şeyin bilimsel bir açıklaması vardır ama sen bana anlatana kadar, emir komuta zincirini bilgilendirmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا واثق من أنه ثمة تفسير علمي لهذا لكن حتى تعطيني إياه لن أرسله إلى المسؤولين |
Bu hiç tanıdığım Tyler'ın yapacağı bir davranış değil. Eminim bunun bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | ليس هذا (تايلر) الذي أعرفه لا بد أن ثمة تفسير |