O iyi. Arabana bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إنه بخير، وقال أن ثمة شيئاً ما حصل لسيارتكِ. |
- Belli, bir şey olmuş. - Hayır, bir şey olmadı. | Open Subtitles | ـ يبدو ثمة شيئاً ما حصل ـ كلا، لم يحدث أيّ شيء في الحانّة |
- Clary sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | ثمة شيئاً ما أود إخباركِ بهِ، إتفقنا؟ |
Annesi başka bir şey olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنها والدته. الأم تظن ثمة شيئاً ما حصل. |
Burada bir şey olduğu kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد ثمة شيئاً ما هُنا. |
Zihnini kısıtlayan bir şey var. | Open Subtitles | ثمة شيئاً ما يحجب عقلكِ. |
Burnunda ufak bir şey var. | Open Subtitles | مهلاً، ثمة شيئاً ما على أنفك. |
bir şey olmuş işte. | Open Subtitles | .يبدو ثمة شيئاً ما حصل هُناك |
Galiba beni bir şey ısırdı. | Open Subtitles | أظن ثمة شيئاً ما عضني. |
bir şey oldu. | Open Subtitles | ثمة شيئاً ما حصل. |
Mary Hart'ın sesinde öyle bir şey var ki, sana bu nöbetleri geçirtiyor. | Open Subtitles | ثمة شيئاً ما في صوت (ماري هارت)... يسبب لك الصرعة... |
Burada korkunç bir şey olmuş Ed. | Open Subtitles | ثمة شيئاً ما مروع هُنا، يا (آد). |