Elbiselerini çıkarıp yakın, sonra yeni elbiseler ısmarlayın. | Open Subtitles | انزعي ثيابها كلها و أحرقيها و اجلبي لها ثياب جديدة |
Odasına gittim, kız üzerime atladı, ve ben de Elbiselerini yırtarak çıkardım. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى غرفتها لاجد تقفز علىّ ـ فما كان منى سوى أن مزقت ثيابها ـ بربك |
Evet. Market alışverişi ve kıyafetlerini kuru temizleyiciden almamı istedi | Open Subtitles | أجل، تجعلني أتبضع للمنزل، و أختار ثيابها |
-Suç mahallini ve kadının kıyafetlerini İncelediğin her günün sonunda gözlerine yerleşen bakışı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر نظرة عينيك في نهاية كل يوم عندما تفحصين مسرح الجريمة وعندما فحصت ثيابها |
Kendi giysilerini giydi. Bu kızın giysileri gibisini hiç görmemiştim. | Open Subtitles | إننى لم أر أبداً ثياب مثل ثيابها ،من باريس |
Annemin bana kıyafet alacak gücü yok, bu yüzden ben de onun gevşek çamaşırlarını giyiyorum. | Open Subtitles | أمّي لا تستطيع تحمّل شراء ملابس لي، لذا أنا أرتدي ثيابها |
Dördüncü sınıfta iç çamaşırını göstermek için beni merdivenlere götüren küçük bir kız da vardı. | Open Subtitles | أتذكر ربما فتاة في الصف الرابع قامت بإغرائي إلى درجات السلم لتريني ثيابها الداخلية |
Söylediğim gibi, ...gözyaşları inde çalılıklardan çıktı, ...elbiseleri paramparça, ...ağlama krizleri içinde-- | Open Subtitles | , مثلما أخبرتكِ , لقد أتت راكضه من بين الشُجيرات وكان الخوف يتملكها , ثيابها ممُزقه بالكآمل |
Yüzü sanki... bir tablo gibi ve kıyafetleri... Tek söyleyebileceğim harika oldukları. | Open Subtitles | وجهها مثل لوحة مرسومة وثيابها, كل ما بوسعي قوله هي أن ثيابها رائعة |
Buarada, laboratuvar onun elinden, ve kıyafetlerinden kan örneği aldı, ve hiç süphe yok. Kadının ayak izleri suç mahalindeydi. | Open Subtitles | في هذه الفترة حصل المعمل على الدم الملطخ على يديها وعلى ثيابها ومن دون سؤال لقد كانت آثآر حذائها في مسرح الجريمة. |
Ama, ııı... hatırlıyorum annemin Elbiselerini yırtarak çıkardı ve birden sevişmeye başladılar, hemen kanepenin üzerinde. | Open Subtitles | و لكني أذكر أنه خلع عنها ثيابها و بدأ بمضاجعتها مباشرة و على الأريكة. |
Bir oda dolusu işadamının önünde Elbiselerini parçalamış. | Open Subtitles | وقامت بتمزيق ثيابها أمام جمهرة من رجال الأعمال في الغرفة |
Umarım Elbiselerini üstünde tutabilir. | Open Subtitles | آمل بئلا تلقى صعوبة في الحفاظ على ثيابها |
Karın Elbiselerini giyerken Ben de geçen gün öyle düşünmüştüm sonra birden aklımdan uçup gitti ben de söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | نعم ، عرف الأمر قبل أيام عندما كانت زوجتك تخلع ثيابها وعندها لاحظت ، و أنت لم تقل شيئاً |
Evet, ama ben insanlara kıyafetlerini çıkarmalarını söylemiyorum. | Open Subtitles | نعم , لكنني لا اطلب من الناس ان تخلع ثيابها |
Çünkü annem 1,90 boyunda kıyafetlerini eczaneden alıyor ve kendi yemeğini kendi hazırlıyor. | Open Subtitles | لأن أمي طولها 190 سم وتشتري ثيابها من متجر الأدوية وتفضل وضع العقاقير في غدائها |
Yapmamız gereken şey kıyafetlerini delil olarak incelemek. | Open Subtitles | لذا كلّ ما علينا فعله هو الحصول على مذكرة من المحكمة لفحص ثيابها. |
Onun kıyafetlerini giydiğimi biliyor olacak ve şeytan gözleriyle bize bakıp duracak. | Open Subtitles | ستعرف أنني إرتديت ثيابها وستضع عينها الشريرة علينا. |
Benim kızım giysilerini nehirde yıkarken. | Open Subtitles | في حين أن ابنتي يجب ان تغسل ثيابها في النهر |
Yoksa annem çamaşırlarını yıkayasın diye mi seni diriltmiş? | Open Subtitles | أأعادتك أمنا من الموت لتغسل ثيابها التحتيّ؟ |
Oturmuş konuşuyoruz ve görebildiğim kadarıyla hiç neden yokken iç çamaşırını çıkarttı. | Open Subtitles | لقد جلسنّا هُناك نتحدث و بدون سبب مُحدد لقد رأيتُها تنزع ثيابها الداخليّة، |
En canlı yeşillikti elbiseleri | Open Subtitles | الأخضر الساطع كان لون ثيابها |
Sonra da bavulundaki kıyafetleri çıkarıp odaya attın ve onu bavula tıktın. | Open Subtitles | ثم نثرت ثيابها عبر الغرفة وخزنتها في الحقيبة |
Saçından ve kıyafetlerinden bazı parçalar... | Open Subtitles | جسيمات من شعرها و ثيابها |
Çıplakken sanki giyinik gibi görünürdü giyinikken de çıplak gibi. | Open Subtitles | كانت تبدو عارية عندما تكون مرتديةً ثيابها في حين تبدو و كأنها مرتدية الثياب عندما تتعرى |
İç çamaşırında ikinci bir DNA örneği çıkmış ama eşleştirme yapamayacak kadar bozulmuş. | Open Subtitles | تبين ان هناك عينة حمض نووي اخرى على ثيابها الداخلية لكنها متحللة جدا للحصول على تطابق |