Satış yok, ama biri geldi emanet bıraktığı şu koca bebek evini aldı. | Open Subtitles | لا توجد مبيعات ، ولكن جاء شخص وأخذ بيت الدمى الضخم من الشحنة |
Gerçekten konuşmak istediğim biri geldi. | Open Subtitles | لقد جاء شخص أريد التحدث معه بشدة. |
Biri gelip de bana nikah törenimde.. | Open Subtitles | إذا كان قد جاء شخص ما إليّ في يوم زفافي و.. |
Yemekten sonra bir restorana gittik. Sonra Biri gelip aynen şöyle dedi... | Open Subtitles | بعد العشاء، ذهبنا إلى مطعم ثم جاء شخص ما وقال |
Az önce seni arayan bir adam geldi. Bir polis. | Open Subtitles | لقد جاء شخص الى المنزل بحثا عنك،انه شرطى |
Kısa süre önce bunu yapmak için biri gelmişti, şişman bir adam. | Open Subtitles | جاء شخص للقيام بذلك منذ وقت ، رجل بدين |
Deniz kenarındayken ihtiyar bir rastafarianist planörcü sahile vurmuş bir mürekkep balığına çarptı ve yardıma koştuğumda üstüme mürekkep fışkırdı. | Open Subtitles | لقد كنت جالساً على الشاطئ حينما جاء شخص مُتعلق بزلاجة فاصطدم بحبار على الشاطئ والذي بدوره رش الحبر عليّ عندما هرعت للمساعدة |
Sonra biri geldi ve o koşup uzaklaştı... ben de kayboldum. | Open Subtitles | ثم جاء شخص وذهبت وتركتنى ...وتهت |
Efendim, sizi görmeye biri geldi. | Open Subtitles | جاء شخص لمقابلتك ياسيدي |
biri geldi ve dediki: | Open Subtitles | جاء شخص وقال لي، |
biri geldi de | Open Subtitles | لقد جاء شخص إلى مكتبي للتو. |
Biri gelip benim yerimi öğrenmek için seni tehdit ederse, söyle onlara. | Open Subtitles | إذا جاء شخص ما وهددك لتخبريه عن مكاني يجب أن تخبريهم |
Sonra Biri gelip adamın kafa derisini yüzmüş. | Open Subtitles | ومن ثم جاء شخص ليجز فروة رأس الرجل |
Aslında evet. Biri gelip onu aldı. | Open Subtitles | في الواقع، أجل جاء شخص ما لأخذها |
Bir adam geldi ve Merhametli İnsanın avukatı olduğunu söyledi ben de davayı ona verdim. | Open Subtitles | و جاء شخص واحد لرؤيتي قائلا أنه محامي السامري الصالح لذا أنا ... وقعت |
Bir adam geldi seni arıyordu. | Open Subtitles | ,جاء شخص ما بالفعل هنا باحثا ً عنكى ... قال أنه وجد المفاتيح الخاصة بكى و |
Evet. Seni arayan bir adam geldi. | Open Subtitles | ,جاء شخص ما بالفعل هنا باحثا ً عنكى ... قال أنه وجد المفاتيح الخاصة بكى و |
Onu aramaya biri gelmişti. | Open Subtitles | جاء شخص لها فى ذلك الحين |
Deniz kenarındayken ihtiyar bir rastafarianist planörcü sahile vurmuş bir mürekkep balığına çarptı ve yardıma koştuğumda üstüme mürekkep fışkırdı. | Open Subtitles | لقد كنت جالساً على الشاطئ حينما جاء شخص مُتعلق بزلاجة فاصطدم بحبار على الشاطئ والذي بدوره رش الحبر عليّ عندما هرعت للمساعدة |