Bugün Esha ilk ödülünü kazandı, beni çok mutlu etti. | Open Subtitles | لقد كنت مسروراً جداً عندما ربحت ايشا جائزتها الأولى |
ödülünü almak için özel bir jetle Londra'ya uçtu | Open Subtitles | ستطير الى لندن بطيارة خاصة لاستلام جائزتها |
Fakat ödülünü almaya giderken bir daha böyle bir gecede bulunamayabileceğini tahmin edip biraz Hindistan cevizli karides almak için durdu. | Open Subtitles | في طريقها لقبول جائزتها وبإكتشافها أنها لن تكون في حفل كهذا مجدداً توقفت لأكل بعض الجمبري |
Önce ödülünü elinden alıyorsunuz, sonra da 24 saat bile geçmeden araştırmasını sonlandırmaktan bahsediyorsunuz. | Open Subtitles | حرمتوها يارفاق من جائزتها وبعد 24 ساعة، تتحدثون عن إيقاف بحثها؟ |
Bayan Harrington ödülünü takside unutmuş. | Open Subtitles | يبدو أن الأنسة "هارينجتون" تركت جائزتها في السيارة الاجرة. |
Kadının ödülünü çalmışsın! | Open Subtitles | هل سرق جائزتها. |
Bayana ödülünü ver. | Open Subtitles | أحضر للسيدة جائزتها |
Bir hafta önce ulusal mühendislik akademisi Drape ödülünü evrimin doğal işleyişini hızlandıran bağımsız teknikler geliştiren Francis Arnold ve Willem Stemmer adlı iki bilim adamında verdi. Bu aynı zamanda Frances ve Arnold'un "yöneltilmiş evrim" olarak adlandırdıkları arzu edilen proteinlere daha etkili bir bir biçimde ulaşmayı sağlayan bir çalışma. | TED | قبل أسبوع واحد فقط، قدمت الأكادمية الوطنية للهندسة جائزتها "درابر برايز" لكل من "فرانسيس أرنولد" و"ويليم ستيمر" عالمان قاما بشكل مستقل بتطوير تقنيات لتشجيع العملية الطبيعية للتطور لتعمل بسرعة أكبر و لتؤدي إلى بروتينات مرغوبة بطريقة أكثر فعالية -- ما دعاه "فرانسيس أرنولد" بـ"التطوير الموجه". |