Çünkü çok çekici olsan da herkes arabaya bakacaktır, sana değil. | Open Subtitles | سيكون وقتاً جيداً لتشغيل العملة لأنه رغم جاذبيتك سينظروا للسيارة لا عليكِ |
çekici birisiniz ama mutsuzsunuz ve çekiciliğinizi bir silah gibi kullanmaya alışmışsınız. | Open Subtitles | إنكِ جذابة جداً ولكن غير سعيدة ولقد إعتدتي أن تستخدمي جاذبيتك الجنسية كسلاح |
Cazibeni kaybetmemişsin Oscar. | Open Subtitles | لم تفقد بعد جاذبيتك يا أوسكار كان علي أن أدرك ذلك |
Cazibeni arttırıyorum. Belli ki senden hoşlandı. | Open Subtitles | اطور من جاذبيتك المكبوحه من الواضح انه معجب بك |
Kız arkadaşını arıyorsan, bence caziben ona biraz fazla geldi. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن صديقتك أعتقد أن جاذبيتك الشخصية كانت كثيراً عليها |
Karşı konulamaz bir caziben olması sadece bir rastlantı. | Open Subtitles | إنها فقط صدفة أن تكون جاذبيتك لا تقاوم |
Güzelliğin mi yoksa zekan mı daha çekici karar veremedim. | Open Subtitles | هذا مبهم للغاية، على عكس جاذبيتك وجمالك وذكائك. |
Sen de çekici özelliklerini göstermelisin. | Open Subtitles | أنت أيضاً ، سيد تشا عليك أن تعيش و أنت تُظهر جاذبيتك |
Bunlardan benim favorim şu ki; bulduklarına göre online arkadaşlık sitelerinde popülerliğinizi ne kadar çekici olduğunuz dikte etmiyor. Hatta aslında, insanların sizin çirkin olduğunuzu düşünmesi işinize yarayabilir. | TED | لكن المفضلة لدي هي أنه اتضح بأنه في موقع مواعدة إلكتروني، مدى جاذبيتك لا يحدد شعبيتك، وفي الواقع، أن يعتقد الناس بأنك قبيح يمكن أن يكون لصالحك. |
Evet.Sadece senin kadar çekici olan birini bulamadım | Open Subtitles | نعم ولكنى لم اجد واحده فى مثل جاذبيتك |
çekici olmadığından falan değil... | Open Subtitles | أنظري ، الأمر ليس له علاقة بمدى جاذبيتك |
Senin çekici olup olmamanla ilgili bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بناءً على جاذبيتك |
Gülümse, Cazibeni konuştur, karizmanı göster, bahset işte havadan. | Open Subtitles | ابتسم فحسب وكُن ساحراً استخدم جاذبيتك, وتحدث عن الطقس فقد يكون هذا موعِد |
Cazibeni de kaybetmemişsin. | Open Subtitles | لم تخسر جاذبيتك |