ويكيبيديا

    "جالسون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oturmuş
        
    • oturuyoruz
        
    • oturup
        
    • oturuyor
        
    • otururken
        
    • oturuyorlar
        
    • oturan
        
    • oturarak
        
    • oturuyorsa
        
    • Oturduğumuz
        
    • oturuyorlardı
        
    Burada, gezegenimizde oturmuş tüm bunların sonuç vermiş olmasından gayet memnunuz. Open Subtitles جالسون هنا على كوكبنا مبسوطين جداً لإستطاعتنا على حلّ المسألة كلها
    - Bir buçuk saattir buraya oturmuş evini seyrediyoruz. Open Subtitles اننا جالسون هنا نراقب منزله منذ الساعة و النصف
    Görebildiğiniz gibi az bakım gerektiren Formica masasının bulunduğu yemek odasında oturuyoruz. Open Subtitles كما ترون نحن جالسون في حجرة الطعام يزينها طاولة فورمايكا سهلة الاستخدام
    Aradan çok geçmedi, başarılı bir erkek yapımcının bürosunda oturuyoruz, adam lafa girdi; TED وبعد ذلك بفترة، كنا جالسون بمكتب رجل إنتاج ناجح، وقال: "حسنًا يا فتيات.
    Biz de oturup, sevgili merhum kedimiz hakkındaki anılarımızı anlatıyorduk. Open Subtitles نحن جالسون معا نحكي ذكرياتنا حول قطنا العزيز الراحل
    Bu salonda herkes oldukça düzenli bir şekilde oturuyor gibi gözüküyor. TED الجميع جالسون بطريقة مرتبة جدًا هنا اليوم
    Biz burada otururken kızların bunu fark etmemesi gerekiyor. Open Subtitles نحتاج ألا تصل النساء إلى الحل بينما نحن جالسون هنا
    Liseden doğruca buraya geliyorlar, ve çalışacakları aynı masada geri kalan hayatları boyunca oturuyorlar. Open Subtitles أتوا هنا مباشرة بعد تخرجهم من المدرسة الثانوية و هم جالسون خلف المكتب ذاته الذي سيجلسون خلفه لبقية حياتهم
    Öylece oturmuş oradan buradan konuşuyoruz geçmiş güzel günlerden ve gelecek güzel günlerden. Open Subtitles و نجن جالسون هناك متحدثين فى أمور تافهة بشأن الأوقات الطيبة التى مرت و ما سيأتى من أوقات أطيب
    Alınmayın ama sizlerin kim olduğunuzu bilmiyorum. Burada oturmuş kötü adamların nerede olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles لا إهانة، ولكنني لا أعرف من تكونوا يا قوم إننا جميعًا جالسون هنا نتسائل أين الشرير..
    "Güvenlik açığı yarı yarıya onarıldı, bir başka şirkete burada oturmuş, birinin sızmasını beklediğimizi söyleyemeyiz." Open Subtitles تم إصلاح ما تم إصلاحه، ولا نريد أن نخبر شركة جديدة أننا جالسون ننتظر، أن يخترق نظامنا.
    Burada oturmuş olayı size dakika dakikasına anlatırken katil Tanzanya yolunu yarılamış olabilir. Open Subtitles بينما نحن جالسون هنا نلعب القاتل يمكن أن يكون في منتصف الطريق الى تنزانيا.
    Zar zor görebiliyorum. Neden bu kadar arkada oturuyoruz? Open Subtitles انا بالكاد اراه لماذا نحن جالسون هنا بالاعلى ؟
    Siktiğimin kurdunu gidip vurmak varken burada ne diye avare avare oturuyoruz? Open Subtitles لماذا نحن جالسون هنا ونتكلم عن الموضوع ؟ يجب ان نخرج الى هناك ونقتل ذلك الشيء اللعين
    Geriye kalanlar, çatıdaki... bu koca deliğin altında oturup... o şeyin gelmesini mi bekleyecek yani? Open Subtitles وانتت تريدنا ان نبقى جالسون تحت هذة الفتحة الكبيرة فى السقف ونامل ان لا ياتى هذا الشىء ويحطمنا ؟
    Yarınki izleyicileri bir düşün, canım. Hepsi oturup taç giyme törenini seyredecek. Open Subtitles فكري في كل هذه الجماهير بالغد يا عزيزتي كلهم جالسون ليشاهدوا حفل التتويج
    Ben de çok isterdim. Ama bir terörist saldırısıyla ilgili bilgisi olduğunu söylüyor. Yani oturup bekliyoruz. Open Subtitles أودّ ذلك، لكنّه يدّعي أنّ لديه معلومات عن هجوم إرهابي، لذا نحن جالسون هنا.
    Pekala, yarısı oturuyor. Tamam, onları nasıl ayağa kaldıracağım? Open Subtitles حسنا, نصفهم جالسون حسنا, كيف سأجعلهم يقفون؟
    Biz otururken başlayan yeni harekat. Open Subtitles انة عن تحرك عسكرى كبير جديد ونحن جالسون هنا طوال الوقت
    Sırf o koltukta oturuyorlar diye adamlarına sataşıyorlar. Zayıflık bu. Open Subtitles وهم يهاجمون رجالك لأنهم جالسون لا يقاوموا شيئاً ضعفاء
    şudur: Sahneye çıkarsınız. oturan bir orkestra vardır. TED هى عندما تقف على المسرح وفريق الاوركسترا جالسون
    Burada kıçının üstünde oturarak ya da orada dışarıda öleceksin. Open Subtitles ستموتون هنا وأنتم جالسون أو ستموتون بالخارج
    Centilmen oturuyorsa ve içeri bir bayan giriyorsa centilmen derhal ayağa kalkmalı ve bayanı oturmaya davet etmelidir. Open Subtitles إذا كان العديد من السادة جالسون ودخلت امرأة إلى الغرفة على السادة أن ينحنوا عند أقدامها
    Oturduğumuz yerde sessizce konuşuyoruz. Open Subtitles نحن جالسون نتكلم بهدوء
    Üç dinozor yumurtalarının bulunduğu yuvalarda oturuyorlardı. Open Subtitles تمَّ إكتشاف 3 من الديناصورات، جميعهم جالسون على أعشاشٍ مليئة بـالبيض

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد