Açık bir gecede hatta Galveston'a kadar. | Open Subtitles | في ليلية واضحة، نحن قد نحصل حتى على جالفيستون |
Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar. | Open Subtitles | لقد التقوا في محل لبيع الأحذية في جالفيستون. |
Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar. | Open Subtitles | لقد التقوا في محل لبيع الأحذية في جالفيستون. |
Diyorlar ki, İnfanta'nın gözleri meşhur Galveston taşından çok daha güzelmiş. | Open Subtitles | يقولون بأن عيني أميرة أسبانيا أجمل من... صخرة جالفيستون الشهيرة |
Çok meşhur mavi bir taş ve Galveston'a ait. | Open Subtitles | حسناً, إنها صخرةٌ زرقاء مشهورة وهي من... مدينة جالفيستون |
Galveston'a onu bulmaya gitmiştik ya? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما ذهبنا إلى "جالفيستون" للعثور عليه؟ |
Meşhur Galveston taşından, Lordum. | Open Subtitles | صخرة جالفيستون الشهيرة, سيدي |
Kadın ve çocukları tahliye ettikten sonra Galveston'a dönüyordum. | Open Subtitles | "كنتُ ممتطياً جوادي عائداً إلى "جالفيستون"..." "بعد إجلاء طابوراً من النساء والأطفال." |
Bobby'nin Galveston'a gidecek vakti yok sadece. | Open Subtitles | بوبي) ليس لديه مُتسع من الوقت) (للذهاب إلى جزيرة (جالفيستون |
Galveston'daki çalılarla taçlandırılmayı, | Open Subtitles | عوضاً عن التتويج بالعرش "في "جالفيستون |
Galveston bu gece yine büyük bir kasırga için hazırlandı. | Open Subtitles | تدعمت مدينة (جالفيستون) مجدداً لإعصار رئيسي الليلة |
Galveston Hastahanesi'nden, Oklahoma'da Lubbock'tan kayıtlar var elimizde. | Open Subtitles | لدينا تقارير من المستشفيات في (جالفيستون) لوبوك) , (مدينة اوكلاهوما) |