Hiç olmazdan bir dağ olabilir. | Open Subtitles | التي لدينا لنصطدم ببحيرة ؟ . توقعاتي تقول لي بأننا لو صادفنا أي شيء، فسيكون جبلاً |
Efsane çaldığı altınların bir dağ kadar yüksek bir yığın oluşturduğunu ve geceleri okyanusu gündüz gibi aydınlattığını söyler. | Open Subtitles | يقال أن في أسطوله كمية من الذهب تشكل جبلاً ينير المحيط ببريقه |
Ama kocam kumar oynamaya başladı ve dağ gibi borç yaptı. | Open Subtitles | ولكن زوجي بدأ في المقامرة وجمع جبلاً من الديون. |
Hayatında koca bir dağa tırmandığını, ve bu dağın ırkçı baskıları ve apartaydı önce reddetmek ve sonra altetmek olduğunu söyledi. | TED | قال أنه خلال حياته تسلّق جبلاً عظيماً، جبل التحديات وبعدها هزم القهر العنصري وهزم الفصل العنصري. |
Bu tam Alman işi, değil mi? Hepiniz dağa tırmanmayı seversiniz. | Open Subtitles | وستقولين بأنّك كسرتها وأنت تتسلقين جبلاً |
1 .95 boyunda, yakışıklı, zeki, bir de dağı var ... | Open Subtitles | طوله سته اقدام وست انشات وسيم , ذكي - يملك جبلاً |
İstatistikler bugün Norveç'te üç yüzden fazla dağın sağlam olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | تبين الباحثون أن هناك ثلاثمائة جبلاً غير مستقر في النرويج اليوم |
Dağları, bataklıkları ya da çölleri göstermez. | Open Subtitles | لا تميز سواء كان جبلاً أو مستنقعاً أو صحراءً |
Yüksek bir yere çıkmalıyız. Şu tarafta bir dağ var. Başka da şansımız yok. | Open Subtitles | يجب أن نصعد إلى أرض أعلى من هذه أنا أعلم جبلاً من هذا الطريق، إنه فرصتنا الوحيدة |
Ama bir daha bana yalan söylemeye kalkarsan üzerine dağ fırlatırım. | Open Subtitles | مع هذا، لو كذبت عليّ مجددًا سأُسقط عليك جبلاً |
dağ sahibi olan bir erkek, bence şehir insanı olamaz. | Open Subtitles | رجل يمتلك جبلاً , لا ينتمي لمدينه كبيره |
Okyanusu gördüm ve bir dağ gördüm ve dağa tırmanan koca bir kalabalık vardı. | Open Subtitles | لقد رأيت المحيط، ورأيت جبلاً... وكان هناك الكثير من الناس يتسلقون الجبل |
Bir dağ anımsıyorum. Huzur dolu bir yer. Çok güzel. | Open Subtitles | أنا أتذكر جبلاً فى مكان هادى وجميل |
Öncelikle, tepesinden ufku dümdüz görebileceği - ki bu durumda deniz ufku oluyor- ...oldukça yüksek bir dağ bulmak zorundaydı. | Open Subtitles | كان عليه أوّلاً أن يجد جبلاً شاهقاً حيث يمكنه أن يرى من قمّته أفقاً مستوياً في هذه الحالة ... |
Bak, bu gerçekten üzücü bir durum, ve ben de üzgünüm, ...fakat bir yöneticinin günlüğünü bulabilmek için koca dağa mı tırmanacağız? | Open Subtitles | اسمع، هذا مخزن حقاً، وأنا آسفة، ولكن سنتسلق جبلاً لإيجاد مذكّرات مدير تنفيذي؟ |
dağa tırmanmak için özgürüm ya da bütün gün naneli kurabiye yiyerek yatakta yatarım. | Open Subtitles | حر لأتسلق جبلاً او الأستلقاء في السرير طوال اليوم لتناول كريمات النعناع |
İnsanlara yardım etmemiz için bir dağa taşınmamız gerekmez, Terra. | Open Subtitles | ليس عليك أن تحركي جبلاً لتساعدي الناس بجانب أنني وجدت طريق لجعل الحشرة |
Bacağını alçıya alacak ve dağa tırmanırken bacağını kırdığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | وبعدها سيلفها... وستقولين بأنّك كسرتها وأنت تتسلقين جبلاً إنّها خدعة ألمانية صحيح؟ |
Yaptığın işte çok başarılısın, ...ama bir dağı kandıramazsın. | Open Subtitles | أنتَ جيّد في ما تفعله، ولكن لا يمكنكَ تخدع جبلاً |
Bir dağı oynattım. | Open Subtitles | لقد حركتُ جبلاً |
Dağları nasıl kaldırıp da altında düşmanını nasıl ezeceğini öğretebilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أعملك كيف ترفع جبلاً... وتُحطم أعدائك بقبضة يدكَ... |