Mumu üfleyince Ray alnında büyük bir yarayla içeri girdi. | Open Subtitles | و بمجرد ما ان اطفئت الشمع دخل تراى كالسون و به جرح دامى كبير فى جبينه |
Evet, ayrı bir küçük gelen alnında kontüzyon , onunla fiziksel olarak yanlış bir şey yok . | Open Subtitles | بغض النظر عن الكدمة الصغيرة التي على جبينه هو ليس مصاب بأي شيء جسدي |
Çocuğu korkutma, zaten çok korkuyor! - alnına ve kaşlarına, Shorty. | Open Subtitles | ـ إبتعد عن جبينه و حاجبيه ـ من سيفعل ذلك ؟ |
- alnına ve kaşlarına, Shorty. - Bunu yapan kim? | Open Subtitles | ـ إبتعد عن جبينه و حاجبيه ـ من سيفعل ذلك ؟ |
Ona çay vermeye ve alnını alkollü bezle ovmaya devam et. | Open Subtitles | واصلي إعطائه الشاي , وافركي الكحول على جبينه |
Ama onu Alnından öptüğüm zaman romantik değildi. | Open Subtitles | لكن حين قبلته على جبينه لم تكن لحظة رومانسية |
Alnındaki kanama bir türlü durmadı ama doktora gitmeyi reddetti çünkü Kahire'de haber yapmaya çalışan başka bir adamım dayak yedi. | Open Subtitles | جبينه لم يتوقف عن النزيف, ولكنه لم يذهب لزيارة الطبيب لأنه لدي رجلٌ آخر تعرض لضربٍ مبرح في القاهرة. |
Üç gün boyunca alnında göğüslerle gezenlerden? | Open Subtitles | يمشي في الأنحاء و على جبينه أثداء لمدة ثلاثة أيام ؟ |
Hani bulduğunuzda alnında şu garip işaretler vardı ya? | Open Subtitles | أتعلم تلك العلامات... الغريبة التي كانت... على جبينه عندما عثرتم عليه؟ |
alnında kötü bir kesiği var. | Open Subtitles | جرح بالغ في جبينه |
İşin iyi kısmı, bu Srdjan denen herif Tilki'yi koruma işinin başındaki kişi ve alnında Kiril harfleriyle, "Ben doğduğum gün ölmüştüm" yazan bir dövme var. | Open Subtitles | فالجزء الأفضل يا (بنجامين) هو أن ذلك الشخص (المسؤول عن حماية (الثعلب لديه وشم على جبينه مكتوب علبه باللغة الصربية |
alnında yarası vardı. | Open Subtitles | كانت لديه ندبة على جبينه |
Zack'in alnında bir yara izi olduğunu fark ettim, sanki lobotomi gibi bir operasyon geçirmiş. | Open Subtitles | أنا لاحظت إن هناك ندبة على رأس (زاك) عبر جبينه , ذلك يبدو تقريباً و كأنه أجرى عملية جراحية |
Üstünü örtülü tut, alnına soğuk bez koy. Çok miktarda da sıvı içir ve bunu içir. | Open Subtitles | غطيه، ضعي على جبينه كماده وأعطه الكثير من السوائل |
Bazen de üstümde güzel, beyaz bir elbise soğuk elimi alnına koyduğumu görürmüş. | Open Subtitles | "وكان يراني في بعض الأحيان مرتدية أثواباً بيضاء جميله" "وكنتُ أضع يدي البارده على جبينه" |
Arkasında yakılmış bir dünya bırakırken alnına çarpan tatlı çöl esintisini bile kirletiyordu. | Open Subtitles | غادر الأرض المحروقة عند أستيقاظه ...إلى أن لوث نسيم الصحراء الجميل الذى لامس جبينه |
Hala serbest olan suçlu tarafından alnına "Daisy" kelimesi kazınmış. | Open Subtitles | كلمة "ديزى" كتبت على جبينه من قبل الجانى الذى لايزال طليق. |
"alnına dudaklarımı bastırdığımda baharın o ılık gecesinde, Denise ve Gary'e gittiğimde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissettim. | Open Subtitles | عندما ضغطت شفتيها على جبينه " وذهبت مع " دينيس وغاري إلى ليلة ينابيع دافئة |
Ya oraya gider, o işi yapanın sen olduğunu anlatıp, meseleyi kökünden halledersin ki böylece bir daha salya sümük koşmaz sana ya da elinden tutar, ter içindeki o lekeli alnını silip için için yanan, körelmeye yüz tutmuş egosuna hava basıp yeniden canlanmasını sağlarsın. | Open Subtitles | إما أن تذهبى إليه و تخبريه أنك من فعل ذلك ، و تقومين بإنهاء الأمر تماماً حتى لا يأتى إليك باكياً مرة أخرى أو تمسكى بيده و تمسحين على جبينه الذى يتصبب عرقاً |
Bak, alnını üzerinde "dünya düzdür" var | Open Subtitles | "انظري. مكتوب " الأرض مسطحة على جبينه |
Alnından terini siliyor, arkasına yaslanıyor ve işte! | Open Subtitles | ويمسح العرق عن جبينه |
Alnından damlayan terle... toprağı sular. | Open Subtitles | ويسقيها... بعرق جبينه |
Alnındaki yanık ne peki? | Open Subtitles | ماذا عن الحرق الذى فى جبينه ؟ |
Peki bu Alnındaki kan nerden geldi? | Open Subtitles | ماذا عن الدم على جبينه ؟ |