Senin DNA'nın yan evde yaşıyor olması çok tuhaf olacak. | Open Subtitles | سيكون من الغريب جداً أن يكون أحد أطفالكِ يعيش بجوارنا |
Bunu görecek tek kişinin ben, köpeğim ve sen olması çok kötü. | Open Subtitles | من السئ جداً أن الوحيدان الذين رأوها على كلبي و الأن أنت |
Aslında bugün biraz verimli olman bence senin için çok önemli.. | Open Subtitles | تعرف, فقط أعتقد أنه حقاً مهم جداً أن تكون منتج اليوم |
Aslında bugün biraz verimli olman bence senin için çok önemli.. | Open Subtitles | تعرف, فقط أعتقد أنه حقاً مهم جداً أن تكون منتج اليوم |
Mesela, brokolinin hiçbir etkisi yoktur, bu da muhtemelen neden çocuklara sebze yedirmenin bu kadar zor olduğunu açıklıyor. | TED | البروكلي على سبيل المثال لا يؤثر أبداً مما يفسر كونه من الصعب جداً أن تقنع الأطفال بتناول الخضراوات. |
Sana oldukça yakın birini kaybetmek oldukça acı verici, bunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف انهُ مؤلم جداً أن تفقد شخصاً آخر قريباً جداً منكَ |
Bence bu yüzden bugün burada bu konuyu konuşuyor olmamız çok önemli. | Open Subtitles | أظن أنه لهذا السبب فإنه من المهم جداً أن نتحدث عن الأمر |
Bir erkeğin çiçeklere ilgisinin olması çok ender bir durum. | Open Subtitles | من النادر جداً أن تجد رجلاً يهتم بالأزهار |
En iyi arkadaşının en kötü düşmanının vücudunun içinde olması çok garip. | Open Subtitles | من الغريب جداً أن يكون أفضل صديق لك في جسد أسوأ عدو لك |
Gözetmenime bundan bahsetmeyeceğim. Avcının bir vampire âşık olması çok tuhaf. | Open Subtitles | أنا لن أخبر مراقبي عن هذا إنه لغريب جداً أن مبيدة تحب مصاص دماء |
Ve bir de Jane Fonda tüm sıkıntılarını giderip babasıyla güzel bir film çevirdiği için çok mutluyum açıkçası. | Open Subtitles | إنني سعيد جداً أن جين فوندا قامت بتوقيف كل الدعاوى المرفوعة من قبلها وقامت بصنع فيلم جميل مع أبيها |
İki hafta içinde dönmeniz pelvis muayenen için çok önemli. | Open Subtitles | من الهام جداً أن تعودي بعد أسبوعين لأجل اختبار الحوض |
Örneğin, bir gıda şirketi iseniz, insanların nerede ve kiminle yemek yediklerini, besin odaklı olup olmadıklarını bilmek sizin için çok daha ilginçtir. | TED | إن كنت تمثل شركة غذائية مثلاً، سيهمك جداً أن تعرف أين يأكل الناس ومع من؟ هل لهم عادات غذائية؟ |
bu kadar meşgul olmak için, çok erken bir saat. | Open Subtitles | مِن المبكّر جداً أن يكون مشغولاً لهذه الدرجة |
Ne rahat! - Sıyrılmak bu kadar kolay. | Open Subtitles | من السهولة جداً , أن تغسل يديك تماماً من الموضوع |
Bunları her zaman en sonuna kadar giyiyor ve çoğu zaman çöpe atıyoruz çünkü ikinci el dükkânına delinmiş eski çoraplarımızı bağışlamak oldukça zor. | TED | كلنا نرتدي تلك القطع حتى نعدمها، وفي حالات كثيرة نرميها في القمامة لأنه من الصعب جداً أن تتبرع بجواربك البالية المخرومة لمتجر الملابس المستعملة. |
Bu olayı atlatmak için hepimizin birbirimize yardımcı olmamız çok önemli. | Open Subtitles | من الهام جداً أن نساعد بعضنا البعض، خلال هذه المحنة |
Dediğiniz gibi ben de yalnızım ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. | Open Subtitles | لان دة حصل أَنا لوحدي أيضاً و يسرّني جداً أن اُقابلُكم. |
Burada yalnız olmak çok güzel. | Open Subtitles | أتعلمين، إنه من اللطيف جداً أن نكون هنا بمفردنا |
Anlıyorum efendim ama faturayı kesmeden önce gelip kontrol etmeniz çok önemli. | Open Subtitles | أنا أتفهمُ ذلكـ يا سيدي ولكنَّ من المهم جداً أن تتفحص الأمر قبل أن نقفل الطلب على ما هيّته |
Hala insanların değişebileceğine inanıyorken, dünyadaki adaletsizlikle yüzleşmek gerçekten çok zor. | TED | من الصعب جداً أن تواجه الظلم المستشري في العالم، بينما تظلّ مؤمناً بقدرة الناس على إحداث تغيير حقيقي. |
Son konuşmamız düzgün gitmediği için gerçekten özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف جداً, أن آخر محادثة لنا لم تجري على ما يرام |