Duvarlar çok kalın. O yüzden pek bir şey duyamazsınız. | Open Subtitles | الجدران سميكة جداً لا يمكنك سماع أي شيء في الحقيقة |
Nereye giderseniz gidin o adamlar sizden çok uzakta olmayacak. | Open Subtitles | هؤلاء الرجل لن يكونوا بعيدين جداً لا يهم أين ستذهبين |
O kadar çok ve o kadar uzaktalar ki sayılamıyorlar. | Open Subtitles | عددها جداً كبير و بعيدة جداً لا يمكن احصاء عددها |
Arkadaşım böyle güzel şeyleri çok sever, kendini kontrol edemez. | Open Subtitles | صديقى يحب الأشياء الجميله جداً لا يستطيع السيطره على نفسه |
Ya evli oluyorlar ya da çok iyi bir sebepten dolayı evlenmemiş oluyorlar. | Open Subtitles | إنهم إمّا متزوجون أو أن لديهم سبب جيد جداً لا يريدون الزواج بسببه |
Henüz çok erken. Makam koltuğu hala sıcakken adaylığını açıklamazsın. | Open Subtitles | لا, إن الوقت مبكر جداً, لا يمكنك الإعلان عن ترشحك |
köpekbalığı derisi çok serttir. Bu şekilde örnek toplayamayacaktık. | TED | لأن جلد سمك القرش قوي جداً لا توجد طريقة للحصول على عينة منها |
Ve bu bir kural yüzünden, tabi bana göre, çok iyi bir kuraldı: "Asla bir odadaki en parlak kişi olma" ve biz de öyle değildik. | TED | وكان ذلك بسبب قاعدة، والتي هي بالنسبة لي قاعدة جيدة جداً: لا تكن مطلقاً أذكى شخص في الغرفة، ولم نكن كذلك. |
çok mutlu bir kızdı intihar etmesi için bir sebep yoktu. | Open Subtitles | هي كَانتْ بنت سعيدة جداً لا مبرر للإنتحارِ |
Emirdeki mantık çok açık, başka bir anlamı olamaz. | Open Subtitles | الأمر واضح جداً لا يمكن أن يعنى شيئاً آخر |
Emirdeki mantık çok açık, başka bir anlamı olamaz. | Open Subtitles | الأمر واضح جداً لا يمكن أن يعنى شيئاً آخر |
çok korkuyorum. KımıIdayamıyorum, konuşamıyorum, nefes alamıyorum. | Open Subtitles | أنا خائف جداً لا أستطيع التحرك، والتحدث أو التنفس |
çok küçük bir üniversitedir. Basketbol takımımız dahi yok. | Open Subtitles | إنها جامعة صغيرة جداً لا فريق كرة سلة لدينا حتى |
çok mu kibirlisiniz? Sadece devlet sırları ve Kontes mücevherleriyle mi ilgilenirsiniz? | Open Subtitles | أنت متكبر جداً لا تتعامل الا مع أسرار الحكومة و جواهر الكونتسيات المفقودة؟ |
O çok meşgul, gelemez. | Open Subtitles | هى مشغولة جداً لا يمكنها الرد على الهاتف |
O kadar uykum var ki, yediğimden hiçbir şey anlamıyorum. | Open Subtitles | أَنا نعسانهُ جداً لا أدرى ان كنت آكل أم ماذا. |
Evimiz o kadar kocaman ki, gökyüzünü ancak ucundan görüyorlar. | Open Subtitles | بيتنا ضخمُ جداً لا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَرى السماءَ أكثر. |
Çoğumuz o kadar erken yaşta konuşmayı öğreniyoruz ki bunu hatırlamıyoruz bile. | TED | معظمنا يتعلم التحدث بعمر صغير جداً لا يتذكره |