Ben buna Goldilocks etkisi diyorum: ne çok yakın ne çok uzak, tam ayarında. | TED | أسمي هذا تأثير غولديلوكس: ليس قريبا جدا ولا بعيدا جدا، فقط كما يجب. |
Fakat bu çok yeni bir buluş ve bunun klinik bakıma uygun olup olmadığını henüz bilmiyoruz. | TED | وهذا استنتاج مبكر جدا ولا ندري بعد إن كان مرتبطا بالعناية الإكلينكية. |
Şu an, anne ve babasını gerçekten çok hasta olduğu için yarın okula gidemeyeceğine inandırmanın bir yolunu bulmaya çalışan bir öğrenci var bir yerlerde. | TED | في هذه الأثناء، هناك تلميذ يحاول اختلاق طريقة لإقناع والديه بأنه مريض جدا ولا يستطيع الذهاب إلى المدرسة غدا. |
Anladım. Aptal kocan düzgün bir şey yapamayacak kadar sarhoş. | Open Subtitles | لقد فهمت، زوجك الغبي ثمل جدا ولا يستطيع فعل شيء |
O o kadar inanılmaz bir şey ki amansız bir şekilde duruyor. | Open Subtitles | هذا لأن الألم شديد جدا ولا يخف, وإذا حصل وتوقف ربما فعلا |
Kötü kardeş o kadar çirkindi ki evden dışarı çıkamadı. | Open Subtitles | الأخت السيئة كانت قبيحة جدا ولا يمكنها ترك المنزل |
Ne çok büyük, ne çok küçük, ne çok sıcak ne de çok soğuk yaşam için tam olması gerektiği gibi. | TED | ليست كبيرة جدا ولا صغيرة جدا ولا ساخنة جدا ولا باردة جدا ولكنها مناسبة لتواجد حياة عليها. |
Bu çok tehlikeli. Ölü ya da diri senin için tekrar üzülmek istemem. | Open Subtitles | أنه أمر خطير جدا ولا أريد أن أشعربالاسف عليك |
Şu anda çok yorgun. Yakında toparlanır. | Open Subtitles | ــ إنها مريضة جدا ولا أعتقد أنها ستعيش طويلا |
Onu tekrar görmeyi gerçekten çok istiyorsun, fakat o çok uzakta, ona ulaşamazsın. | Open Subtitles | تريدين حقا أن تريها مرة أخري لكنها بعيدة جدا ولا تستطيعين أن تصلي إليها |
evladım,tekrar düşün,bu çok önemli bir adım bu durumda da önemli bir karar alamazsın | Open Subtitles | يا إبنتي ، فكري مجددا ، إنها خطوة هامة جدا ولا تستطيعين إتخاذ قرار هام في هذه الحالة |
Yoğunlaşmak için çok yorgunum. Burada olma nedenim bu zaten. | Open Subtitles | أنا متعبة جدا ولا أستطيع التركيز، لذلك أنا هنا |
Kaba konuşuyorsun,ama çok korkmuşsun, uyuyamıyorsun bile. | Open Subtitles | تتكلم بصعوبة، ولكنك خائف جدا ولا تستطيع النوم حتى. |
Asanın gücü benim için üstesinden gelemeyeceğim kadar kuvvetli. | Open Subtitles | قوة الرمح الثلاثي أقوي جدا ولا يمكن التغلب عليها |
Ne kadar istesek de, Nesli Tükenen Türler Yasası... yüzünden ithal edemiyoruz. | Open Subtitles | وللأسف ، فهو نادر جدا ولا نقدر على استيراده فهذه الانواع اصبحت معرضة للاقتراض |
Yani sen öylesin. Yani gerçek olamayacak kadar mükemmel. | Open Subtitles | تعملين , عندما يبدو شيئا جميل جدا ولا يصدق؟ |
Ayrıca, uyuyamayacak kadar heyecanlıyım. | Open Subtitles | بالاضافة, انا متحمس جدا ولا استطيع ان انام |
Seni o kadar önemsiyorum ki bunu bile yapıyorum. | Open Subtitles | أنا مهتمة لأجلك جدا ولا أريد أن أقف عائقا أمامك |
Hepiniz çok iyi durumdasınız kalbinizin deli gibi attığından hiç şüphem yok yine de benim kadar savaş nedir bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | جميعكم تبدون رائعين جدا ولا أشك بالنار في قلوبكم لكنكم لا تعرفون الحرب بعد كما اعرفها |
Araba kullanamayacak kadar sarhoş olduğunda gelip kocasını alırdı. | Open Subtitles | لقد قابلتها مرة أو إثنين. تعلم، تأتي لتقله عندما يكون مترنح جدا ولا يستطيع القيادة. |