Hayatım, yeminli ifadesine göz attım bana oldukça güvenilir geldi. | Open Subtitles | عزيزتي , لقد اطلعتُ على شهادتها تبدو جديرة بالثقة لي |
Sana kariyer değişikliği düşünen çok güvenilir bir gizli servis ajanının adını verebilirim. | Open Subtitles | أستطيع إعطائك إسم عميلة جديرة بالثقة في الخدمة السريّة التي تفكر بتغيير المهنة. |
Bunu seninle paylaşıyorum, çünkü, güvenilir olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أتفق معك في ذلك يا سيدتي لأني أعتقد أنكِ جديرة بالثقة |
Kusurlu direksiyon ve güvenilmez frenler. | Open Subtitles | توجيهها يخطئ كثيرا ،وفراملها ليست جديرة بالثقة |
Kore Cumhuriyeti Polis Kuvvetleri. Çok güvenilirdir. | Open Subtitles | "قوة الشرطة بـ "جمهورية كوريا جديرة بالثقة للغاية |
Pek güvenilecek bir grup değiller. | Open Subtitles | حسنًا، إنّهم ليسوا أكثر صُحبة جديرة بالثقة. |
Güvenilmeyen başka bir kişi ile de ilişkin olduğunu duymak istemeyeceklerdir. | Open Subtitles | لا يريدونك أن تتورط مع شخصية أخرى غير جديرة بالثقة |
Yere ayak basmadık ama temaslarımız güvenilir kişiler. | Open Subtitles | نحن لم نضع أقدامنا هناك. لا.لكن اتصالاتنا جديرة بالثقة |
Bir ara onu da buraya getirmek istiyorduk ancak şimdiye dek güvenilir bir kız olduğunu kanıtlayamamıştı. | Open Subtitles | لقد أعجبتنا فكرة وجودها هنا لفترة لكن لحد الآن لم تظهر أنها فتاة جديرة بالثقة |
Bir süreliğine onu burada görmek istiyorduk, ama şimdiye kadar güvenilir birisi olduğunu kanıtlayamamıştı. | Open Subtitles | لقد أعجبتنا فكرة تواجدها هنا لفترة من الزمن لكنها لحد الآن لم تثبت أنها فتاة جديرة بالثقة |
Blair, ikimiz de senin hiçbir zaman tam anlamıyla güvenilir olmayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | بلاير، أنت وأنا كلانا نعرف أنك لن تكوني جديرة بالثقة كلياً |
Artık ağzımızla konuştuğumuza göre, bu sık yakalanan bir fırsat olmadığı için söylemek isterim ki hiçbir zaman güvenilir olmadın. | Open Subtitles | أتعلمين، بما أننا نتخاطب و هي فرصة لا تأتي دائما أريد فقط أن أقول لم تكوني جديرة بالثقة دائما |
Travma yaşamış Asyalı bir strptize göre oldukça güvenilir gibi gözüküyordu. | Open Subtitles | كراقصة آسيوية مرعوبة بدت حقاً جديرة بالثقة |
Dedikoducu Kız Georgia Sparks'dan ya da benden daha güvenilir. | Open Subtitles | أعني ، أن فتاة النميمة ليست جديرة بالثقة. أكثر من، جورجينا، أو مني. |
İHA'lar güvenilir değildir Bazen işler ters gidebilir. | Open Subtitles | الطائرات الآلية غير جديرة بالثقة وأحياناً ما تفسد الأمور |
Benden nefret ediyor. Seni bana karşı doldurmak ve güvenilir biri olmadığıma seni inandırmak istiyor. | Open Subtitles | إنّها تكرهني، وتريدك أن تنقلب عليّ وتحاول إقناعك أنّي غير جديرة بالثقة |
güvenilir, ne olursa olsun hep burada, dayanak noktası gibisin. | Open Subtitles | كونكِ جديرة بالثقة ، و دائماً بجوارنا غير آخذةٍ في الإعتبار بأنّكِ لستِ سوى ملاذٍ |
Yanımda olmak için koltuk değiştirdin, bu da seni güvenilir yaptı. | Open Subtitles | تغيير مكانك على لتكوني بالقرب مني. الذي يجعلك جديرة بالثقة. |
Yanımda olmak için koltuk değiştirdin, bu da seni güvenilir yaptı. | Open Subtitles | لقد غيّرت المقاعد لتكوني بجانبي حتّى أجعلك جديرة بالثقة. |
- Başka seçeneğim yok çünkü güvenilmez olduğunu kanıtladın, ben beraber amacımızı gerçekleştireceğimiz... | Open Subtitles | لا، أنا لم يكن لديك خيار لأنك أثبت نفسك غير جديرة بالثقة. الآن، كنت قد يعتقد أنه رؤيتنا أن |
- Ortaklarımızdan birisi. güvenilirdir. | Open Subtitles | أحد مساعدينا إنّها جديرة بالثقة |