TK: Ki bu çok çekici bir tasarım elementi. | TED | تيد: الشيئ الذي يعتبر عنصرا جذابا في التصميم |
İlişkiler, darmadağın ve karmaşıklar ve aileye ve arkadaşlara yönelmenin zorluğu çekici ve büyüleyici olmamasıdır. | TED | العلاقات فوضوية و معقدة والعمل الجاد للميل إلى العائلة والأصدقاء، ليس جذابا أو براقا. |
Başlangıç olarak, çok meraklı biri olduğumu düşünmezsen eğer senin gibi çekici birinin nasıl olur da, bir eşi olmadığını düşünüyorduk. | Open Subtitles | وفى البداية واذا لم أكن فضوليا أ ود معرفة لماذا رجلا جذابا مثلك لم يتزوج حتى الان |
Beni çekici bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | انا اريدك ان تجديني جذابا بأنفي الذي ينزف في النهاية |
Ama açıkçası ben yapamıyorum, hiç çekici gelmiyor. | Open Subtitles | لكني ببساطة لا أستطيع أن أعمل هذا فقد يكون غير جذابا |
Eminim bazı insanlar sizi çok çekici buluyordur, dedektif. | Open Subtitles | أنا متاكدة أن بعض الناس قد يجدونك جذابا ايها المحقق |
Çok çekici ama dünyanın salağı olabilirsiniz. | Open Subtitles | يجب ان تكون جذابا وغبيا لكى تعيش فى هذا العالم |
Hepiniz çok çekici görünüyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، كل ما يبدو أن ما نعتبره جذابا. شكرا. |
Seni çekici bulduğumdan bile emin değilim | Open Subtitles | أنا لا أعلم إذا كنت سأجدك جذابا هذا لطيف |
Yani bebeğinizin dikkat çekici olma ihtimali yüksek. | Open Subtitles | لذلك فالفرصة جيدة ليكون طفلكما جذابا جدا |
Benden daha çekici kimi bulabilirsin ki? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد ما أن يجدك جذابا أكثر مني ؟ |
Genelde seni hiç çekici bulmam ama bir anlığına "Kimlerden bu çocuk?" falan oldum. | Open Subtitles | عادة لا اجدك جذابا عن بعد لكن كذلك قلت ما قصة هذا الرجل ؟ |
Çok çekici olan bu yerin el değmemiş bir masumluğu ve güzelliği vardı. | Open Subtitles | كان هناك برائة وجمال فى المكان الذى كان جذابا جدا |
Ve karşı cinsin bazı üyelerinin, bunu oldukça çekici bulduğunu söylerim sana. | Open Subtitles | وأريدك أن تعرفي أن بعض أفراد الجنس الآخر يجدونه جذابا جدا |
Kimsenin içmeye zahmet etmediği bu içkiler çok çekici görünüyor. | Open Subtitles | أوه، نجاح باهر، ويبدو جذابا جدا، كل المشروبات التي لا أحد ازعجت أن تستهلك بعد. |
Hiç de ilgi çekici bir şey değil bu. Okul içi uzaklaştırma dosyasını kapıp beni takip et. İşe koyuluyoruz! | Open Subtitles | لا تتبختري، ذلك ليس جذابا خذي ملف التوقيف واتبعيني |
Eh, bunu böyle söylediğinde çok çekici geliyor. | Open Subtitles | حسنا، عندما كنت وضعت أن الطريقة، يبدو جذابا جدا. |
İngiltere'de mevcut olan her kadından, Peter'in aradığı özellikler sadece; yakınında yaşayan birisi olması, doğru yaş aralığında birisi olması, üniversite mezunu birisi olması, kendisiyle geçinebileceği birisi olması, çekici birisi olması ve onu çekici bulacak birisi olması. | TED | من كل النساء المتاحات في المملكة المتحدة، كل ما يبحث عنه بيتر هو امرأة تسكن بجواره، في نفس الفئة العمرية تماما، ذات شهادة جامعية، امرأة يمكن أن يتفاهم معها، وتكون جذابة، وتجده أيضا جذابا. |
Ve hepsinin ne düşündüğünü biliyordu. "Bu inanılmaz çekici adamın bu kadınla ne işi var?" | Open Subtitles | قالت knewwhat كانوا يفكرون - لماذا هو أن الرجل جذابا معها؟ |
İnsanların şeytana olan tepkileri suçlulara cazip geliyor. | Open Subtitles | ردود فعل الناس على الشيطان هو ما يجعل الامر جذابا لهؤلاء المعتدين له قوة |
Ama Lev çekici ve yakışıklı değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليس جذابا ووسيما للغاية؟ |