Tüm dünyevi malın mülkün bu boktan otel odasının içinde ve eğer bugün aşırı doz alırsan, hiçkimse cesedini talep etme zahmetine girmez. | Open Subtitles | كل ماتملكينه في هذه الحياة غرفة حقيرة في نزل حقير و إذا أخذت جرعة مفرطة اليوم فلا أحد سيكلف نفسه عناء المطالبة بجثتك |
Tekrar ediyorum:aşırı doz mu, intihar mı bilmiyoruz. | Open Subtitles | مرةً أخرى , لا نعلم إن كانت جرعة مفرطة أو انتحار |
Sadece aşırı doz değil resmen kız kardeşin öldü. | Open Subtitles | لم تتعاطى جرعة مفرطة وحسب شرعاً، أختك ماتت |
O haplar olmadan bir lokma gofret bile mide asidi salgılar, asit torbayı parçalar ve aşırı dozdan ölürdü. | Open Subtitles | سوف تنتج حمض معدي ما يكفي لتآكل البالونات مسببة له جرعة مفرطة |
Erkek arkadaşının cesedi dairesinin biraz ilerisinde bulundu aşırı dozdan ölmüş. | Open Subtitles | جثة صديقك وُجدت قرب شقته ميتاً بواسطة جرعة مفرطة |
Yapamam... 15-A-85, 3321 Mulholland'da olası bir aşırı doz vakası. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى خمسة عشر آدم 85 "جرعة مفرطة محتملة , بشارع 3321 "مولهولاند |
Sunny'nin aspirini aşırı dozdu. Peki neden aşırı doz almıştı? | Open Subtitles | .صوني) تناولت جرعة مفرطة من الأسبرين) لماذا فعلت ذلك؟ |
Görünüşe göre annesinin ölümü aşırı doz uyuşturucuymuş, araba kazası değil. | Open Subtitles | يبدو أن سبب وفاة الأم هو جرعة مفرطة من المخدرات |
Mahkeme onun aşırı doz uyuşturucu aldığını kanıtladı. Yoksa kardeşinin bağımlı olduğunu unuttun mu? | Open Subtitles | لقد قررت المحكمة هذا عندما تعاطت والدتها جرعة مفرطة. |
Ölüm sebebi, aşırı doz reçeteli psikiyatrik ilaç. | Open Subtitles | سبب الوفاة، جرعة مفرطة من دواء لعلاج الأمراض النفسية. |
Şimdi de aşırı doz. | Open Subtitles | لدينا الآن حالة جرعة مفرطة محتملة |
Galiba aşırı doz almış. | Open Subtitles | تخميني بأنها تناولت جرعة مفرطة |
Lauren aşırı doz aldığını biliyorum. | Open Subtitles | لورين, أعلم بأنك تناولت جرعة مفرطة |
Eğer aşırı doz falansa hiç şaşırmam. Neden öyle dedin? | Open Subtitles | .لن أكون متفاجئًا إن كانتْ جرعة مفرطة - ماذا يدفعك لتظنّ ذاك الظّنّ؟ |
Çocuğun teki gelir, süslü haplarından kullanır ve aşırı doz yapar, hemen ihbar eder misin yoksa parti bitene kadar bekleyip... | Open Subtitles | أنت تعرف, ان الشاب ياتي الى حفلتك للإستخدام مخدراتك الممتازة و جرعة مفرطة, هل ستسمح لنا بانهاء الحفلة أو سنتظر حتي تنتهي الحفلة |
Sözünüzü kesiyorum ama Bay Holmes Peter'ı aşırı dozdan ölmüş bir şekilde buldunuz. | Open Subtitles | كان هو حرس الشاطئ في مارثا فينيارد اه، بكل احترام السيد هولمز لقد وجدت بيتر وانه قد تعاطى جرعة مفرطة. |
aşırı dozdan ölmüş gibi gösterdiler. | Open Subtitles | جعلوا الأمر يبدو وكأنها ماتت جراء جرعة مفرطة من العقاقير |
Muhtemelen aşırı dozdan. Otopsisi yapılmadı. | Open Subtitles | على الآرجح جرعة مفرطة لم تُشَرح جثته بعد |
Arkadaşımız aşırı dozdan yeni ölmüş ve sen gizlice uyuşturucu alarak bunu aşmamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | صديقتنا للتو ماتت من جراء جرعة مفرطة وأنت تريدين تهريب المخدرات لنتخطى أمرها؟ |
Truth'da bir aşırı uyuşturucu kullanma vakası yaşandı. | Open Subtitles | مؤخراً تم تعاطي جرعة مفرطة في ملهاك |
Sadece aşırı dozdu. | Open Subtitles | لقد أخذت جرعة مفرطة فقط |